Bu çalışma, Anadolu ozanlık geleneğine ait felsefi içerikli metin öğelerinin Batı literatüründe karşılık bulduğu felsefi akımlar üzerine yapılmış bir analiz denemesidir. Çalışmanın içeriğinde hem Pir Sultan Abdal, Şah Hatayı, gibi ulu ozan olarak tabir edilen ozanların hem de Âşık Veysel Şatıroğlu, Neşet Ertaş, Muhlis Akarsu gibi yakın bir geçmişte hayatını yitiren ozanların dizelerine ait felsefi içeriklerin “stoacılık”, “monizm”, “düalizm”, “idealizm”, “rasyonalizm”, “tasavvuf”, “etik”, “Mistisizm”, yeni Platonculuk”, “diyalektik düşünce”, “nihilizm” gibi belli başlı felsefi sistemlere ve kavramlara karşılık gelen sözel ifadeleri analiz edilmiştir.
Başlangıçta söz vardı ve insan evladı ilk düşüncelerini, içinde mitler, destanlar, kutsal metinler, tragedya ve şiir dizeleri, aşk, ninni, ağıt, kahramanlık ve kutlama gibi farklı işlevlerdeki sözleri barındıran farklı müzik türleri aracılığıyla iletiyor ve aktarıyordu. Bu gerçek, yalnızca Anadolu’daki değil tüm dünyadaki müzik geleneğinin bir özelliğidir ve tüm sözlü kültürlerin müzikle ilişkili olan doğasının bir uzantısıdır. Dolayısıyla bu çalışma içinde farklı kültürlerdeki ozanlık geleneğinden beslenen müzik türlerine de değinilmiştir.
Çalışmada, Anadolu ozanlık geleneğine ait felsefi sözlerin Batı felsefesi akımlarına uyan karşılıkları incelenerek, değerler eğitiminde geleneksel müziklerin “akılda kalıcılık” ve “tinsel haz” özellikleriyle dimağda bıraktığı derin izler sayesinde oynadığı pedagojik rol, göz önüne serilmektedir. Çalışmanın sonucu ve önerileri, bu felsefi, etnomüzikolojik ve pedagojik bağlamlardan yola çıkılarak oluşturulmuştur.
1. Ozanlık 2. Türk Yöresel Müziği 3. Metin 4. Batı Felsefesi 5. Kültürel Müzikoloji 6. Müzik Pedagojisi
Bu çalışma, Anadolu ozanlık geleneğine ait felsefi içerikli metin öğelerinin Batı literatüründe karşılık bulduğu felsefi akımlar üzerine yapılmış bir analiz denemesidir. Çalışmanın içeriğinde hem Pir Sultan Abdal, Şah Hatayı, gibi ulu ozan olarak tabir edilen ozanların hem de Âşık Veysel Şatıroğlu, Neşet Ertaş, Muhlis Akarsu gibi yakın bir geçmişte hayatını yitiren ozanların dizelerine ait felsefi içeriklerin “stoacılık”, “monizm”, “düalizm”, “idealizm”, “rasyonalizm”, “tasavvuf”, “etik”, “Mistisizm”, yeni Platonculuk”, “diyalektik düşünce”, “nihilizm” gibi belli başlı felsefi sistemlere ve kavramlara karşılık gelen sözel ifadeleri analiz edilmiştir.
Başlangıçta söz vardı ve insan evladı ilk düşüncelerini, içinde mitler, destanlar, kutsal metinler, tragedya ve şiir dizeleri, aşk, ninni, ağıt, kahramanlık ve kutlama gibi farklı işlevlerdeki sözleri barındıran farklı müzik türleri aracılığıyla iletiyor ve aktarıyordu. Bu gerçek, yalnızca Anadolu’daki değil tüm dünyadaki müzik geleneğinin bir özelliğidir ve tüm sözlü kültürlerin müzikle ilişkili olan doğasının bir uzantısıdır. Dolayısıyla bu çalışma içinde farklı kültürlerdeki ozanlık geleneğinden beslenen müzik türlerine de değinilmiştir.
Çalışmada, Anadolu ozanlık geleneğine ait felsefi sözlerin Batı felsefesi akımlarına uyan karşılıkları incelenerek, değerler eğitiminde geleneksel müziklerin “akılda kalıcılık” ve “tinsel haz” özellikleriyle dimağda bıraktığı derin izler sayesinde oynadığı pedagojik rol, göz önüne serilmektedir. Çalışmanın sonucu ve önerileri, bu felsefi, etnomüzikolojik ve pedagojik bağlamlardan yola çıkılarak oluşturulmuştur.
1. Ozanlık 2. Türk Yöresel Müziği 3. Metin 4. Batı Felsefesi 5. Kültürel Müzikoloji 6. Müzik Pedagojisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Müzik |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mart 2022 |
Kabul Tarihi | 5 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 20 |
Eurasian Journal of Music and Dance