Is not a pure religious event. For each of religious events, historical, social, cul-tural and psychological aspects are avail-able. Religious orientation is associated with the phenomenon of the human be-ing. Denominations, sects, religious groups, with reference to the sacred own built as a significant initiative in the World. Religion as a factor that justifies some of the human condition when it appears that "when ethicized", when communal, when denominated, the "bad faith" can effectively maintain strong tool. In this case, the differences related to belief, everything can be adapted to be-come a key rhetorical and "ancestral hatred" on the applicable discipline. As seen in this discipline in recent times, in the name of political domination "to re-domination" leads. Political process, re-creates collective hatred and highlights "the narcissism of small differences". Thus, small -scale discussions can be-come a large-scale coordinated cases of hate. Now with religious fervor is difficult to make a clear distinction between polit-ical forces. The "we" limits will take ef-fect. Religious hate speech in orientation, with sharp boundaries are emerging as a result of understanding of "we". "We bigotry" legitimized with religion, brings identity to be kept. When religion is re-duced to the crisis of identity, is used such as a fight militant ideologies. The most important reason of the discourse of hatred and violence is need for belong-ing fully integrated with the need for spirituality.
Saf bir din olayı yoktur. Her dini olayın tarihi, sosyal, kültürel, psikolo-jik yönleri mevcuttur. Dini yönelişler beşere ait fenomenlerle ilişkilidir. Mezhep, fırka, dini grup, kendisiyle kutsala referansla anlamlı bir dünya-nın inşa edildiği girişimdir. Din, bazı beşeri durumları meşrulaştıran bir etmen olarak belirdiğinde yani “etnik-leştiğinde”, cemaatleştiğinde, mezhep-leştiğinde, “kötü inancı” (bad faith) etkin biçimde sürdürmenin güçlü aracı olabilir. Çünkü bu durumlarda inanışlarla ilgili farklılıklar, her şeye uyarlanabilen retorik bir anahtar haline dönüşebilir ve “atalardan kal-ma nefretin” üzerine bir disiplin uy-gulanabilir. Bu disiplin son zamanlar-da da görüldüğü gibi, politik hakimi-yet adına “yeniden mezhepleşmeye” yol açar. Politik süreçler, kolektif nefreti yeniden oluşturur, “küçük ayrılıkların narsizmini” vurgular. Böylece küçük ölçekli tartışmalar büyük ölçekli koordine nefret vakala-rı haline gelebilir. Artık dini hararet ile politik güç arasında net bir ayrım yapmak güçleşir. Var olan “biz sınır-ları” etkinlik kazanır. Dini yönelişlerde nefret söylemi, keskin sınırlara sahip “biz” anlayışının sonucunda belirmek-tedir. Dinle meşrulaştırılmış “biz taassubu”, kimlik tutulmasını bera-berinde getirmektedir. Kimlik buna-lımına indirgendiğinde din, kavga ideolojilerinin bir militanı gibi kulla-nılmaktadır. Nefret ve şiddet söylemi-nin en önemli sebebi, aidiyet ihtiyacı ile maneviyat ihtiyacının tamamen bütünleştirilmesidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2013 |
Gönderilme Tarihi | 20 Mart 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 6 Sayı: 2 - Şİİ-SÜNNİ İLİŞKİLERİ ÖZEL SAYISI |
_____________________________________ ISSN 1309-5803 e-Makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi _______________________________