In this study we compared the quantity and quality of embryos recovered from Holstein donors superovulated after the induction of oestrus by human chorionic gonadotropin (hCG) and prostaglandin F2-alfa (PGF2α), followed by gonadotropin releasing hormone (GnRH) and short-term progesterone treatment (a modified protocol) and Holstein donors superovulated with a conventional protocol. In research, 3-year-old Holstein cows (n=20) were assigned into two equal groups. In Group Ithe animals received two injections of cloprostenol 11 days apart, and follicle stimulating hormone (FSH)was injected twice daily for 4 days at decreasing doses starting from the 9th day after oestrus. Cloprostenol was co-administered with the 5th and 6th FSH injections. In Group II, the animals were treated with hCG at
unknown stage of the oestrus cycle, and were given cloprostenol 7 days later. Buserelin was injected on the 7th day after oestrus, and PRID was inserted on9th day after oestrus and was removed on day 14 (6th FSH injection).In Group II, FSH was administered on days 12-15 of the cycle, in a way identical to that of Group I, including the two cloprostenol .All cows were artificially inseminated three times at 12-hour intervals after last FSH injection. Buserelin was injected concurrently with the second artificial insemination. Embryos were collected on the 7th day after the second insemination embryo quality and developmental stage were evaluated based on their morphology. In the present study, total CL (8.50±1.90 and 9.40±1.52), total ova and embryo (7.5±2.03 and 7.0±1.61), total embryo (6.00±2.00 and
6.10±1.47), transferable embryo (5.50±1.84 and 5.50±1.59), degenerate embryos (0.50±0.22 and 0.60±0.40) and unfertilized ova (1.60±0.97 and 0.90±0.31) numbers were determined per donor in Groups I and II respectively. There was no statistically significant difference between the two protocols in terms of embryo quality and quantity (P>0.05). Thus, it was concluded that the tested protocol could be used as an alternative to conventional one as it allows fixedtime embryo collection in multiple donors with no need for oestrus detection.
Embryo gonadotrop inreleasing hormone human chorionic gonadotropin progesterone superovulation
Bu çalışmada, insan koryonik gonadotropini (hCG) ve prostaglandin F2-alfa (PGF2α) ile östruslarının indüklenmesinden sonra gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) ve kısa süreli progesteron uygulamasını takiben süperovulasyon uygulanan Holştayn donörler (modifiye protokol) ile klasik süperovulasyon uygulanan Holştayn donörlerden elde edilen embriyoların kalitesi ve sayısı karşılaştırıldı. Araştırmada, üç yaşlı 20 adet Holştayn ırkı inek iki eşit gruba ayrıldı. Grup I’ deki hayvanlara 11 gün ara ile iki defa kloprostenol enjeksiyonu yapıldı ve östrus sonrası takip eden siklusun 9. gününden itibaren, günde iki kez dört gün süresince azalan dozlarda FSH enjeksiyonları uygulandı. Beşinci ve 6. FSH enjeksiyonları ile birlikte kloprostenol uygulamaları yapıldı.Grup II’ deki hayvanlara ise siklusun herhangi bir döneminde hCG uygulaması yapıldı. Bundan 7 gün sonra kloprostenol enjeksiyonu yapıldı. Östrus sonrası devam eden siklusun 7. günü buserelin enjeksiyonu yapıldı. PRID siklusun 9. günü yerleştirildi ve siklusun 14. günü çıkarıldı (6. FSH enjeksiyonu sırasında). Grup II’de FSH ve kloprostenol uygulamaları siklusun 12-15. günlerinde Grup I’ deki gibi yapıldı. Tüm inekler son FSH enjeksiyonundan sonra 12 saat ara ile üç kez tohumlandı. İkinci suni tohumlama ile eş zamanlı olarak buserelin enjeksiyonu yapıldı. İkinci tohumlama sonrası 7. günde embriyolar toplandı, morfolojilerine bağlı kalite ve gelişim evreleri değerlendirildi. Bu çalışmada donör başına sırasıyla Grup I ve Grup II’ de toplam CL (8.50±1.90 ve 9.40±1.52), toplam oosit ve embriyo (7.5±2.03 ve 7.0±1.61), toplam embriyo (6.00±2.00 ve 6.10±1.47), transfer edilebilir embriyo ı (5.50±1.84 ve 5.50±1.59), dejenere embriyo (0.50±0.22 ve 0.60±0.40) ve unfertilize oosit sayıları (1.60±0.97 ve 0.90±0.31) tespit edildi. Sonuç olarak, iki protokol arasında embriyo sayısı ve kalitesi açısından istatistiksel olarak fark bulunamadı (P >0,05). Böylece çok sayıda donöre östrus takibine gerek duyulmadan sabit zamanlı süperovulasyona olanak sağladığından dolayı klasik süperovulasyon uygulamalarına alternatif bir yöntem olabileceği sonucuna varılmıştır.
Embriyo gonadotropin salgılatıcı hormon insan koryonik gonadotropini progesteron süperovulasyon
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 7 Eylül 2020 |
Kabul Tarihi | 7 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
https://dergipark.org.tr/tr/download/journal-file/20610
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.