Öz
Var olanı kayıt altına alan fotoğraf, sözcüklerle anlatılamayanı göstergeler yoluyla ortaya koyar. Görmenin konuşmadan önce geldiğini ileri süren görüşe göre insanın düşünceleri, inançları nesnelere, olaylara bakışını etkiler. Sözcüklerden önce gelen ve sözcüklerle anlatılamayanı ifade eden görme eylemi ile seçme ve ayıklama işi yapılır. Görsel bir ürün olan fotoğraflarda bu seçme ve ayıklama işi fotoğrafik görme ile gerçekleştirilir. Fotoğrafik görmede, görüntünün içeriğini oluşturan unsurlar diğer görüntüler içinden ayıklanarak düşünsel ve estetik bir sunum sağlanmakta, bütünün içinden seçilen parçalar öne çıkarılarak yorumlanabilmektedir. Bu yorumlama işinde öykülerin fotoğraflara tercüman olduğunu söylemek mümkündür. Başka bir ifadeyle öyküler, fotoğraflarda anlatılamayanın sözcükler yoluyla dile getirilmiş halidir. Bu çalışmada Murat Gülsoy’un Tanrı Beni Görüyor Mu? adlı kitabında yer alan dört farklı fotoğraf ve onlara bakılarak yazılan dört farklı öykü, fotoğraf-öykü birlikteliği üzerinden yorumlanacaktır. Fotoğraflardan ilhamla kaleme alınan öyküler, fotoğraflardaki kurgu, görüntü, imge, çağrışım açısından benzerlikler yoluyla incelenecek, böylece fotoğraflardaki görüntünün öyküleri ne denli etkilediği ortaya konmaya çalışılacaktır.