The years 2011-2016 represent a deep crisis and reconstruction process in Turkish-Israeli relations. During this period, the Mavi Marmara incident and Turkey’s support for Palestine strained relations, while Israel accused Turkey of supporting terrorism. The Arab Spring, the Syrian civil war and Iran’s regional influence brought the interests of the two countries into conflict. However, the normalization process that began with Israel’s apology to Turkey in 2013 progressed with the compensation agreement in 2016. Common security concerns such as the threat from Syria and Iran encouraged the reconstruction of relations. Despite diplomatic crises, the potential for cooperation in areas such as trade, energy and security continued. The period 2016-2022 was a critical period in terms of normalization and cooperation in Turkish-Israeli relations. During this period, the parties evaluated opportunities for cooperation in areas such as energy, economy, defense and tourism. Diplomatic ties that were disrupted after the Mavi Marmara crisis were reestablished in 2016 with the mutual appointment of ambassadors. Energy cooperation, in particular, has come to the fore in terms of regional stability and economic gains. Natural gas reserves in the Eastern Mediterranean, combined with Turkey’s geographical advantages, have created a strategic opportunity for the parties. High-level visits in 2022 have accelerated the normalization of relations and initiated a period in which mutual interests are prioritized.
1059B142401196
2011-2016 yılları, Türkiye-İsrail ilişkilerinde derin bir kriz ve yeniden yapılanma sürecini ifade etmektedir. Bu dönemde Mavi Marmara olayı ve Türkiye’nin Filistin’e verdiği destek ilişkileri gererken, İsrail Türkiye’yi terörizme destek vermekle suçlamıştır. Arap Baharı, Suriye iç savaşı ve İran’ın bölgesel etkisi, iki ülkenin çıkarlarını çatışmalı hale getirmiştir. Ancak 2013’te İsrail’in Türkiye’den özür dilemesiyle başlayan normalleşme süreci, 2016’daki tazminat anlaşmasıyla ilerlemiştir. Suriye ve İran tehdidi gibi ortak güvenlik endişeleri, ilişkilerin yeniden inşasını teşvik etmiştir. Diplomatik krizlere rağmen ticaret, enerji ve güvenlik gibi alanlarda iş birliği potansiyeli devam etmiştir. 2016-2022 dönemi, Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşme ve iş birliği açısından kritik bir süreç olmuştur. Bu dönemde, taraflar enerji, ekonomi, savunma ve turizm gibi alanlarda iş birliği fırsatlarını değerlendirmiştir. Mavi Marmara krizi sonrası bozulan diplomatik bağlar, 2016’da karşılıklı büyükelçi atamalarıyla yeniden tesis edilmiştir. Özellikle enerji iş birliği, bölgesel istikrar ve ekonomik kazançlar açısından öne çıkmıştır. Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervleri, Türkiye’nin coğrafi avantajlarıyla birleşerek taraflar için stratejik bir fırsat yaratmıştır. 2022’deki üst düzey ziyaretler, ilişkilerdeki normalleşmeyi hızlandırmış, karşılıklı çıkarların önceliklendirildiği bir dönemi başlatmıştır.
Bu çalışmanın etik beyan gerektiren içeriği bulunmamaktadır.
TÜBİTAK 2214-A Yurt Dışı Doktora Sırası Bursiyeri
1059B142401196
Sorumlu yazar Güneş Alkan "TÜBİTAK 2214-A Yurt Dışı Doktora Sırası Bursiyeri"dir. Makaelnin yayınlanması durumunda bu ibarenin belirtilmesi zorunludur. Bu makale tez çalışmasından üretilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Siyaset, Siyaset Bilimi (Diğer), Bölgesel Çalışmalar, Ortadoğu Çalışmaları, Uluslararası İlişkiler (Diğer), Çağdaş Dünya Tarihi (Diğer), Yakınçağ Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | 1059B142401196 |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Eylül 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 5 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 26 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 39 Sayı: 3 |
ERCİYES AKADEMİ | 2021 | erciyesakademi@erciyes.edu.tr Bu eser Creative Commons Atıf-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.