Nüfusun, ekonomi ve altyapı faaliyetlerinin kentlerde yoğunlaşması, kentsel kaynakların aşırı tüketimi, düzensiz planlama, yetersiz altyapı, verimsiz hizmetler ile artan kentleşme giderek kentleri bir dizi şok ve stres karşısında daha savunmasız hale getiriyor. Bu nedenle, kent yönetimleri, kent halkının ve kentsel sistemlerin gelecekteki savunmasızlığını azaltma, bir dizi şok ve stresi hafifletme, bunlara hazırlıklı olma ve uygun kaynaklar ile kapasite geliştirme amaçlı faaliyetler ve politikalar geliştirmektedir. Bu bağlamda, kentlerde yaşayan nüfusun artışı ile birlikte kentlerin riskler karşısında dirençliliğini anlatan bir kavram olarak “kentsel dirençlilik” son dönem literatürde ve uluslararası alanda sıkça kullanılmaya başlandı Ancak, “kentsel dirençlilik” kavramının anlamı üzerinde net bir uzlaşı söz konusu değildir. Kentlerin karmaşık sistemler olarak kabulü, dirençlilik kavramının kent ile birlikte kullanımında farklı boyutları ele almayı zorunlu kılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, kentsel dirençliliğe açıklık getirmek ve kavramın içeriğini anlamayı mümkün kılacak şekilde kentsel dirençliliğin farklı boyutlarını tespit etmektir. Çalışmada, literatür ve uluslararası politika alanları incelenerek kentsel dirençlilik için 7 alt boyut tespit edilmiş ve söz konusu boyutlar kentsel dirençlilikle ilişkili olarak anlamlandırılmıştır.
Dirençlilik Kentsel dirençlilik Kentsel dirençlilik boyutları
Concentration of population, economy and infrastructure activities in cities, excessive consumption of urban resources, irregular planning, inadequate infrastructure, inefficient services and increasing urbanization make cities more vulnerable to a series of shocks and stresses. Therefore, local governments develop activities and policies aimed at reducing the future vulnerability of urban people and urban systems, mitigating and preparing for a range of shocks and stresses, and building capacity with appropriate resources. In this context, with the increase in the population living in cities, “urban resilience” as a concept describing the resilience of cities against risks has been used frequently in the recent literature and internationally. However, there is no clear consensus on the meaning of the concept of "urban resilience". The acceptance of cities as complex systems makes it necessary to consider different dimensions in the use of the concept of resilience with the city. The aim of this study is to clarify urban resilience and to identify the different dimensions of urban resilience in a way that makes it possible to understand the content of the concept. In the study, 7 sub-dimensions for urban resilience were determined by examining the literature and international policy areas, and these dimensions were interpreted in relation to urban resilience.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Nisan 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 67 |
ERÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 2021 | iibfdergi@erciyes.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.