Sayısal teknolojiler gündelik yaşamımızı çevrelemiştir. Bu teknolojilerin her ne
kadar insan yaşamını kolaylaştırdığı sık sık dile getirilse de aksaklıklar, kusurlar,
hatalar daha geniş anlamda teknik bozulmalar sayısal teknolojilerin doğasına
yerleşmiştir. Dolayısıyla gündelik yaşamda bu bozulmalarla karşılaşmak kaçınılmaz
bir hal almıştır. Bazen şaşırtıcı bazen de alışılmış bir durum olarak görülen teknik
bozulmalar, genelde olumsuz bir durum olarak görülmektedir. Ancak glitch sanatı bu
aksaklıklardan faydalanarak hatalara olumlu bir önem atfetmeyi amaç edinir. Glitch
kavramı hemen hemen aksaklık anlamına gelmektedir. Glitch sanatı, aksaklıktan
ve gürültüden faydalanarak izlerkitlenin aracın farkına varmasını amaçlar. Üstelik
bu farkındalıktan pozitif sonuçlar talep eder. Dolaysızlık ise iletişim sürecinde
izlerkitleye aracın varlığını unutturmaya yönelik çağdaş bir arzudur. Bu çalışma
glitch sanat ve dolaysızlık arasındaki ilişkinin ne olduğunu sorgulamaktadır. Bu iki
olgunun özelliklerini tespit ederek aralarındaki ilişkiyi açığa çıkarmak bu çalışmanın
genel amacıdır. Bu amaç doğrultusunda literatür tarama tekniği kullanılmıştır.
Birinci bölümde glitch kavramının ne anlama geldiğine ve bu kavramla ilişkili
olan, Claude Shannon ve Warren Weaver’ın iletişim sürecine dahil ettiği gürültü
kavramına odaklanılmıştır. Daha sonra glitch sanatının ne olduğuna değinilmiştir.
Bunun ardından Jay David Bolter ve Richard Grusin’in fikirleri doğrultusunda
dolaysızlık kavramı açıklanmaya çalışılmıştır. Ayrıca bu bölümde konunun daha iyi
anlaşılmasını sağlamak adına hiper dolayım ve düşünümsellik gibi kavramlardan
da destek alınmıştır. Son olarak, glitch ve dolaysızlık arasındaki ilişki incelenmiştir.
İnceleme sonucunda, bu iki olgunun birbirlerine karşıt eğilimler olduğu görülmüştür.
Digital technologies have surrounded our daily lives. Although it is frequently
mentioned that these technologies make human life easier, malfunctions, flaws, errors
and in broader sense technical malfunctions are inherent in digital technologies. In
our daily lives, it is inevitable to face these malfunctions. Technical malfunctions
which are seen as surprising sometimes and accustomed in others are often viewed
as negative experiences. However, the purpose of glitch art is to benefit from these
malfunctions to attribute positive importance to these errors. The word glitch is almost
synonymous with distruption. The aim of glitch art is to enable audience to be aware
of the tool by benefiting from malfunction and noise. Moreover, this art demands
positive results from this awareness. Immediacy, on the other hand, is a modern
desire that aims audience to forget the existence of the tool within communication
period. This study investigates the relationship between glitch art and immediacy.
The main aim of this study is to reveal the relationship between them by identifying
the characteristics of these two notions, and the literature review is used to do this.
In the first section, the concept of glitch and the concept of noise which is related
with the glitch, and which is included by Claude Shannon and Warren Weaver in the
communication process are focused. Then, glitch and glitch art are mentioned. After
these definitions, immediacy is tried to be explained based on views of Jay David
Bolter and Richard Grusin. Additionally, in this section to better explain the subject,
support by concepts such as hypermediacy and reflexivity concepts is provided.
Lastly, the relationship between glitch and immediacy is analysed. Analysis results
show that when these two phenomenon have opposite tendencies.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Türkçe Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Temmuz 2019 |
Gönderilme Tarihi | 26 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 2 |