İslâm dininin kurumlardan biri olan zâviyeler, herhangi bir tarikata
mensup dervişlerin, bir şeyhin idaresinde topluca yaşadıkları yapı
veya yapı topluluğunu ifade etmektedir. Osmanlı Devleti’nde ilk
dönemlerden itibaren zâviye kurmak isteyen şeyh ve dervişlere, mirî
topraklarda bir takım muafiyetler verilmek suretiyle destek verilmiştir.
Bu nedenle Anadolu’da Osmanlı öncesi dönemlerde kurulmaya
başlayan zâviyelerin sayısı Osmanlı döneminde her geçen gün daha
da artmıştır. Özel mülkiyetten ziyade, geniş vakıf arazileri üzerinde
birer tasavvuf müessesesi olarak kurulan bu zâviyeler, çoğunlukla
şehir ve kasaba kenarlarında, yollar üzerinde veya geçit yerlerinde
inşa edilmişlerdir. Zâviyeler kuruldukları yerlerde hem halkın manevi
ihtiyaçlarını karşılayarak dini, hem de gelip geçen yolculara ücretsiz
yiyecek, içecek ve yatacak yer sağlayarak sosyal fonksiyonlar
üstlenmişlerdir. Bunun yanı sıra Anadolu ve Balkanlarda Türk-İslam
kültürünün yayılmasına, göçebe yaşayan toplulukların yerleşik hayata
geçmelerine ve böylece kuruldukları yerlerde yeniiskân alanlarının
açılmasına da hizmet etmişlerdir. Bütün bu özellikler dikkate
alındığında Osmanlı Devleti’nde zâviyeler; bir taraftan kendilerine
özgü idari, yönetim, dini anlayış ve ritüellere sahip sosyal bir kurumu,
diğer taraftan devletin en ücra köşelerinde hizmet vermeleri ve böylece
Osmanlı idari düzeninin sağlanmasına yardımcı olmaları sebebiyle de
sivil bir iktidarı temsil etmişlerdir.
Osmanlı Devleti, egemenliğine aldığı şehirlerde kuruluşundan
başlayarak Türk-İslâm kültürünü yerleştirmek ve kalıcılığını sağlamak
amacıyla zâviye yapımını önemsemiştir. Osmanlı Devleti’nde
pek çok müessese gibi zâviyeler de vakıf gelirleriyle faaliyetlerini
sürdürmüşlerdir. Vakıflar, meydana getirdikleri sistem sayesinde gelir
sağlayan ve elde ettikleri gelirlerle toplum ve devlet yararına çok
çeşitli konularda hizmet üreten kurumlardır. Zâviyelerin ihtiyaçlarını
karşılamak ve sürdürülen hizmetlerin devamlılığını sağlamak amacıyla
çoğunlukla zâviye şeyhleri bazen de devlet yöneticileri tarafından
kurulan veya desteklenen vakıflar, bu sosyal ve dini kurumların uzun
yıllar varlıklarını sürdürmelerine yardımcı olmuşlardır.
Tarihsel süreçte kurulduğu coğrafyadan dolayı birçok medeniyete ev
sahipliği yapan Bitlis ve yöresi, 1515 yılında Osmanlı egemenliğine
alındıktan sonra belirli zaman aralıklarında tahrir edilmiş ve bu tahrir
sonuçları ayrıntılı şekilde mufassal defterlere yazılmıştır. Mufassal
tahrir defterlerine Bitlis ve çevresinde bulunan zâviye ve zâviye
gelirleri, buralarda görev yapan görevliler ve aldıkları ücretler, zâviye
vakıflarının menkul ve gayrimenkulleri ile bunlardan sağlanan yıllık
gelirler de ayrıntılı şekilde kaydedilmiştir. Bu çalışmada 1540, 1556
ve 1571 yıllarında düzenlenen dört ayrı tahrir defteri incelenmiş
ve bu defterlerde yer alan Bitlis ve yöresi zâviyeleri tespit edilmiş,
tespit edilen zâviyelerin günümüze kadar varlığını devam ettirip
ettiremedikleri ortaya konulmuştur. Böylece özelde Bitlis şehrinin
dini ve sosyo-kültürel tarihinin ortaya çıkmasına genelde de kültür
tarihine katkı sunulmaya çalışılmıştır.
As an institution of Islam, zawiyas refer to specify buildings or a group
of buildings where dervishes of a sect maintained communal activities
under the pious rule of a sheikh. From the earliest times, sheikhs
and dervishes who wanted to establish zawiyas were supported by
Ottoman Empire via granting certain exemptions in miri (imperial)
lands. As a result, the number of zawiyas that began to be established
in Anatolia increased in time during the Ottoman era. These lodges,
which were built as a Sufi institution on large Waqf lands rather
than private properties, were mostly constructed on the outskirts of
cities and towns or on roads and passages. On the one hand, zawiyas
undertook religious functions by meeting the spiritual needs of local
people; on the other hand they took a social role by providing free
food, free drink and accommodation to the passengers. In addition,
they served to spread Turkish-Islamic culture in Anatolia and Balkans,
to facilitate the settling down of nomadic communities, and to open
new settlements. Upon a brief consideration of these characteristics,
zawiyas in the Ottoman Empire represented a social establishment
with their distinctive administration, religious understanding and
rituals whereas they constituted a civil power thanks to their service
even in the most remote corners of the empire that helped to keep the
Ottoman administrative order.
Ottoman Empire, after it was founded, attached much importance to
the building of zawiyas in conquered cities to establish Turkish-Islamic
culture and to ensure its permanence. Like many establishments in
the empire, zawiyas continued their activities with the Waqf income.
Waqfs were institutions that obtained income thanks to the system
they generated and that produced services in a wide diversity of
subjects on the benefit of society and the state. They were established
or supported mainly by the sheikhs, sometimes by the state governors
in order to meet the needs of the lodges and to ensure the continuity of
the services while they were helping the survival of these social and
religious institutions for long years.
Having hosted many civilizations in terms of its strategical geography
in the historical process, Bitlis and its neighborhood were registered
at certain time intervals after the rule of Ottomans in 1515. The results
of this registration were written in detailed registry books, all of
which include valuable information about the zawiyas located in and
around Bitlis apart from their income, their personnel and the wages
as well as Waqf properties of zawiyas whether movable or not, the
annual income acquired through them and their means of operation.
In this study, zawiyas in and around Bitlis were examined based on
four separate cadastral registers which were prepared in 1540, 1556
and 1571 and an explanation was found about whether these zawiyas
could exist or not today. Thus, an effort was spared to contribute to the
emergence of the religious and socio-cultural history of the Bitlis in
particular, and to the cultural history in general.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Erdem |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 82 |
ERDEM Dergisi TR Dizin, MLA International Bibliography, EBSCOhost, SOBIAD, ASI (Advanced Science Index) İSAM, DAVET, AYK Dergi Dizini ve Academindex tarafından dizinlenmektedir.
ERDEM Journal is indexed by TR Dizin, MLA International Bibliography, EBSCOhost, SOBIAD, ASI (Advanced Science Index) ISAM, DAVET, AYK Journal Index and Academindex.