Immanuel Kant’ın düşünceleri temel alındığında Osmanlı düzenindeki
üst fakülteleri ilmiye, seyfiye ve kalemiye oluşturmaktadır.
Halkın refahının yanı sıra ruhî tatmininin sağlanması için devlet bir
araçtır ve bu araçlığını üç fakülte üzerinden yerine getirir. İlmiye fakültesi
Kant’ın tasarımındaki hem üst hem de alt fakülteleri içermesi
bakımından çoklu fonksiyona sahiptir. İlmiyenin en önemli kurumu
olan medresenin temel görevi ise hukuk eğitimi vermektir. Dolayısıyla
medrese, felsefe fakültesi işlevine de sahiptir. Tıp fakültesi ise
Osmanlı medreselerinden gerek medrese gerekse şifahane-hastane
merkezli pratik öğrenimin görülerek kontrol altında tutulduğu kurumlardandır.
Bu bakımdan Osmanlı medresesi Kant’ın tasarımındaki alt
ve üst fakülteler ayırımından çok daha eklektik bir yapılanma şekli
geliştirmiştir.
Yukarıda açıklanan husustan ötürü konunun çerçevesi, Kant’ın “Fakültelerin
Çatışması” isimli eserinde ortaya koyduğu hem eski düzen
hem de yeni teklifin sınırları içerisinde Osmanlı medrese yapılanmasının
değerlendirilmesi şeklinde çizilebilir. Bu kapsamda, Kant’ın eleştirdiği
üniversitedeki fakülte düzeni ve fikrî üretim ile medreselerdeki
yapılanmanın benzeşip benzeşmediği, benzerlik varsa ne ölçüde benzeştiğinin
yanı sıra Kant’ın teklif ettiği yeni modelin medreselerde
olup olmadığı ve varsa ne ölçüde uygulama imkanı bulduğu çalışmanın
sınırlarını oluşturmaktadır. Bahsedilen amaçlar için mukayese ile
analojik bir çalışma yapılması hedeflenmiştir. Böylelikle Kant’ın işaret
ettiği hususlardan yola çıkarak üniversite ve medreselerde benzerlikler
olup olmadığı ve bu benzerliklerden ne tür kurum-kuralların çıkarılacağı
üzerinde durulmaktadır. Söz konusu benzerliklerin sonuçlarının
da aynı şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği ele alınmakta, neticede
bir kurumun ortaya çıkıp çıkmadığı üzerinde durularak karakterlere
vurgu yapılmaktadır.
Kant’ın düşünceleri 18. yüzyıldan 19. yüzyıla doğru geçen süreçte
başta Alman üniversiteleri olmak üzere Avrupa üniversitelerini derinden
etkilemiştir. Bu bakımdan çalışmada Osmanlı medreseleri ile İlmiye
Sınıfı Immanuel Kant’ın “Fakültelerin Çatışması” adlı eserinde
yer alan görüşlerinin çerçevesinde değerlendirilmiştir. Kant’ın üst ve
alt olmak üzere ikiye ayırdığı teoloji, hukuk, tıp ve felsefe fakülteleri
ile Osmanlı medrese sistemindeki yapılanma mukayese edilmiş,
Kant’ın şablonu kullanılarak Osmanlı medreselerinin nasıl anlaşılabileceği
tartışılmıştır. Bu yapılırken öncelikle ilmiye teşkilatının arka
planı ele alınmış, Kant’ın düşüncelerinde yer alan hiyerarşik yapı ve
devletin fakülteleri araç olarak kullanma temaları temel problem olarak
kabul edilmiştir. Böylelikle Osmanlı medreselerinin farklı bir bakış
açısı ile değerlendirilerek anlaşılması amaçlanmıştır. Bu çerçevede
Osmanlı medrese sistemindeki düzen ve programın, üniversitelerdeki
fakülte yapılanmasının bir benzeri olduğu kanaati elde edilmiştir. Dolayısıyla
19. yüzyılda Osmanlı medreselerinin karşı karşıya kaldığı
durumun ne bir gerileme ne de bir çöküş anlamı taşımadığı, böylesi
bir yargının aksine organizasyonun devletin ihtiyaçları çerçevesinde
yeniden tasarlanarak değişime uğradığı kanısına varılmıştır.
Based on the ideas of Immanuel Kant, the upper faculties in the Ottoman
order were ilmiye, seyfiye and kalemiye. In addition to the welfare
of the people, the state was a tool for providing spiritual satisfaction
and it fulfilled this mediation through three faculties. The faculty of
ilmiye had multiple functions in that it includes both upper and lower
faculties in Kant’s design. The main task of the medrese, which was
the most important institution of the ilmiye, was to provide legal education.
Therefore, the medrese also had the function of a philosophy
faculty. The Faculty of Medicine was one of the institutions where
both the medrese and the hospital-hospital-centered practical education
was kept under control from the Ottoman medreses. In this respect,
the Ottoman medrese was developed a much more eclectic form of
structuring than the distinction between lower and upper faculties in
Kant’s design. Thus, starting from the points pointed out by Kant, it is
focused on whether there are similarities in universities and medreses
and what kind of institutions-rules can be derived from these similarities.
In addition, it is discussed whether the results of these similarities
are realized in the same way, and the characters are emphasized by
emphasizing whether an institution has emerged as a result.
Kant’s thoughts deeply influenced European universities, especially
German universities, in the period from the 18th century to the 19th
century. In this respect, in this study, the Ottoman medreses and the
İlmiye Class were evaluated within the framework of the views of
Immanuel Kant in his book The Conflict of the Faculties. It is discussed
how to understand Ottoman medreses by using the template
created by Kant in The Conflict of Faculties. While the background
of the ilmiye organization was discussed, it was emphasized that hierarchical
structures and the use of faculties as a tool in Kant’s thought
were included. Thus, it is aimed that the Ottoman medreses can be understood
by evaluating them from a different perspective. As a result,
there has been an opinion that the order and curricula in the Ottoman
medrese system bring together the upper and lower faculty groups
in a single system. Therefore, the idea that the situation faced by the
Ottoman medreses in the 19th century did not mean either a regression
or collapse, but but on the contrary, the organization was underwent a
natural change by the needs of the state.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Erdem |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 83 |
ERDEM Dergisi TR Dizin, MLA International Bibliography, EBSCOhost, SOBIAD, ASI (Advanced Science Index) İSAM, DAVET, AYK Dergi Dizini ve Academindex tarafından dizinlenmektedir.
ERDEM Journal is indexed by TR Dizin, MLA International Bibliography, EBSCOhost, SOBIAD, ASI (Advanced Science Index) ISAM, DAVET, AYK Journal Index and Academindex.