Bu çalışmada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Perinçek kararınınAvrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düşünce özgürlüğüne ilişkin 10.Maddesi bağlamında nasıl “soykırım inkârı” ve ifade özgürlüğü arasındakiikileme detaylı ve tutarlı bir açıklık getirdiği tartışılmaktadır. Perinçekkararı, 1915 olaylarının “soykırım” tabusundan kurtarılarak uluslararasıplanda tartışılabilmesi bakımından önemli bir kazanımdır. Öte yandangörüleceği üzere AİHM içtihadı temelinde “olağanüstü” bir özelliktaşımamakta, karardaki tüm gerekçeler yerleşik AİHM içtihadınadayandırılmakta, konuya ilişkin belli başlı uluslararası düzenleme veuygulamalar dikkate alınmıştır. Mahkeme ayrıca bu kararla ifadeözgürlüğünün negatif sınırını da çizmekte, soykırım/inkâr/suçparadigmasının yerine tarihsel-siyasal söylem/kamu yararı işleviparadigmasını ikame etmiş bulunmaktadır. Perinçek kararında zamankavramına yapılan atfın benzer diğer kararlara göre çok daha uzun olmasıher türlü zaman itibarıyla yetki sorunsalının ötesinde, tarihin serbestçe vesınırsızca tartışılması hakkının önemini ve gereğini de ortaya koymaktadır.Bu karar, Ermeni soykırım iddialarının tek yanlı olarak ve ilgili tümtaraflara eşit tartışma imkânı tanınmaksızın tek yönlü tartışılmasına vetaraflardan sadece birine âdeta bir “unutma vecibesi”nin empozeedilmesine devam edilmesi yerine, herhangi bir tarih olayı gibi her yer veortamda serbestçe araştırılmasına, incelenmesine ve tartışılmasına imkânsağlamaktadır
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Avrupa İnsanHakları Sözleşmesi Perinçek-İsviçre Davası ifade özgürlüğü nefretsöylemi
This article examines the way in which the ECHR’s Perinçekdecision sheds light on the dilemma between “genocide denial” andfreedom of expression in relation to Article 10 of the European Conventionof Human Rights concerning freedom of thought, expression andinformation. The Perinçek decision is imperative for enabling discussionsaround the events of 1915 in the international arena and for freeing suchdiscussions from the “genocide taboo”. On the other hand, the ECHR decisiondoes not have an “extraordinary” attribute to it. In this sense, the facts foundin this decision are grounded on already existing ECHR opinions which takeinto account relevant international regulations and practices. Moreover, bymeans of this decision, the court has identified restrictions to freedom ofexpression and has replaced the genocide/denial/crime paradigm with ahistorical-political discourse/ public interest paradigm. The reference to theconcept of time in the Perinçek decision, which extends over a longer periodof time in comparison to other similar cases, reveals the necessity andsignificance of the right to discuss history liberally and without anyrestrictions. In short, this decision has established the right to research,discuss, and assess Armenian genocide claims in any setting by all interestedparties, freely and with no constraints, without imposing a one-sided discussionor the notion of the “obligation to forget”
European Court of Human Rights European Convention onHuman Rights Perincek v. Switzerland freedom of speech hate speech
Diğer ID | JA74SP53PN |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 53 |