Karasuları, münhasır ekonomik bölge, kıta sahanlığı, bitişik
bölge ve açık deniz alanları gibi alanlarda uygulanacak olan kurallar,
burada bulunan cansız ve canlı kaynakların ekonomik getirisi ve deniz alanlarının stratejik önemi nedeniyle gün geçtikçe önem kazanan
kavramlardır. Üç tarafı denizlerle çevrili bir devlet olarak Türkiye için
de deniz alanları ve uluslararası deniz hukuku önemlidir. Türkiye
Karadeniz’deki egemenlik alanlarını bölge devletleriyle uzlaşarak
belirlemiştir. Ancak Ege’de Yunanistan, Doğu Akdeniz’de ise Güney
Kıbrıs Rum Yönetimi ile sorunlar yaşanmaktadır. Kıbrıslı Rumlardan
oluşan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 2003 yılından bu yana Doğu
Akdeniz’deki deniz alanlarını sınırlandırmak ve burada doğal kaynak
arama çalışmalarını yapmak için faaliyetlerde bulunduğu görülmektedir. Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin ise bölgedeki deniz alanı paylaşımının ve zenginliklerin dışında tutulmak istendiği göze çarpmaktadır.
Ancak böyle bir tutum hem Doğu Akdeniz’deki sükuneti bozmakta, hem de taraflar arasındaki sorunlara yeni boyutlar kazandırmaktadır.
Yapılması gereken, bölgede Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin menfaatlerini de koruyan bir çözüme ulaşmaktır.
Uluslararası Deniz Hukuku Doğal Kaynak Akdeniz Kıbrıs Türkiye
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Kamu Hukuku |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 16 Sayı: 1 |
Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.