İklim değişikliği bir gerçektir ve bir kısım etkilerini hâlihazırda göstermektedir. İleride etkilerinin daha fazla ve yoğun şekilde tecelli edeceği, bilimsel verilerle ortaya koyulmaktadır. Bu etkiler, insanlığın yaşam biçimi ve kültürü üzerinde derin izler bırakacaktır. Kültürün bir unsuru olan hukukun da böyle bir etkiden muaf olacağı düşünülemez. Küresel ısınmanın neden olduğu deniz seviyesi yükselmesinin uluslararası hukuk açısından doğuracağı sonuçlar, kendini, özellikle esas hatlar ve deniz alanlarının dış sınırları konusunda hissettirecektir. Nitekim uluslararası toplumda, bu konuda çalışmalar yürütülmektedir. Yine belli bazı devlet uygulamaları ve mevcut kuralların yorumuyla bu fenomene cevap verme yönünde çabalar bulunmaktadır. Dolayısıyla hâlihazırda bu konuda bir kural oluşum aşamasındadır. Yunanistan–GKRY ikilisinin konuya karşı çekingen tutumu dikkat çekicidir ve temel endişeleri mevcut deniz hukuku kurallarında yapılacak değişikliklerdir. Daha ziyade küçük ada devletleri bağlamında meseleye yaklaşan Türkiye’nin tutumu ise henüz, netleşmemiştir. Türkiye bu konuda hukuki bir strateji geliştirmeli; tutum ve davranışlarında dikkatli olmalıdır. Zira bu fenomenin, Türk–Yunan uyuşmazlıklarına yönelik, özellikle adalar bağlamında önemli etkileri olacaktır. Şüphesiz bu, doğrudan bugünün değil geleceğin bir sorunudur. Fakat bugünden, en azından teorik düzlemde konuyla ilgilenmek veya hiç olmazsa böyle bir tartışma olduğunu bilmek, hazırlanmak açısından gereklidir.
Deniz seviyesi yükselmesi esas hatlar deniz alanlarının dış sınırları Türk–Yunan uyuşmazlıkları adaların statüsü
manifested more and more intensely in the future. These changes in the climate will deeply affect the way of life and culture of humanity. It is unthinkable that law, which is an element of culture, will be immune from such an effect. The consequences of rising sea level, caused by global warming in terms of international law will make itself felt especially on the baselines and outer limits of maritime areas. Thus, international community do carry out studies on the issue. There are also efforts to respond to this phenomenon with certain state practices and interpretation of existing rules. Therefore, a rule
on this issue is currently in the process of formation. The timid attitude of the Greece-Greek Cypriot Administration towards the issue is remarkable and their main concern is the change to be made in the existing maritime law rules. The attitude of Turkey, which approaches the issue more in the context of small island states, has not yet been clarified. Turkey should develop a legal strategy in this regard and be careful in its attitudes and behaviors. Because this phenomenon will have important effects on Turkish-Greek conflicts, especially in the context of the islands. Undoubtedly, this is a question of the future, not directly of today. But from today, it is necessary to deal with the subject at least on a theoretical level, or to know that there is such a discussion, in terms of preparation.
Rising sea level baselines outer limits of the mari-time areas Turkish-Greek conflicts status of islands
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Kamu Hukuku |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 17 Sayı: 1 |
Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.