Dünya yeni ve büyük bir savaşa doğru
adım adım ilerlerken Türkiye Cumhuriyeti iç ve dış politikasının merkezine
kendi bağımsızlığını, güvenliğini ve kalkınmasını yerleştirmiştir. İç
politikada bir yandan çok partili hayata geçiş denemeleri ve iç isyanlarla
uğraşılmış, diğer yandan güçlü bir ekonomi olma yolunda kalkınma hamlelerine
girişilmiştir. Dış politikada ise Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış”
ilkesinden hareketle uluslararası siyasette etkin ve barışçıl bir politika
takip edilmiştir. Balkan Antantı ve Sadabad Paktı bunun somut sonuçlarıdır. Eylül
1939’da Türkiye kendini yeni bir dünya savaşının eşiğinde bulmuştur. İkinci
Dünya Savaşı başlangıcında toprak bütünlüğünü korumayı amaçlayan bir politika
çerçevesinde savaşın dışında ve tarafsız kalmayı tercih etmiştir. Savaşın her
iki tarafıyla da çeşitli diplomatik ilişkiler kuran Türkiye, her an bir
saldırıya uğrayabileceği ve savaşa girmek zorunda kalabileceği ihtimaline karşı
bir takım iç politika tedbirleri alma yoluna gitmiştir.
Bu çalışmanın amacı Türkiye
Cumhuriyeti’nin, savaşın patlak verdiği 1939 yılı sonbaharında aldığı iç
politika tedbirlerini ortaya koymaya çalışmaktır. İkinci Dünya Savaşı
yıllarında yaşanan ihtikâr problemi ve hükümetin buna karşı aldığı tedbirlere
ilişkin literatüre giren pek çok makale, Ocak 1940 tarihli Milli Korunma
Kanunu’ndan itibaren yaşananları konu edinirken, çalışmamız savaşın patlak
verdiği anda halkın gösterdiği ilk refleksi, hükümetin bu reflekse yaklaşımını
ve Milli Korunma Kanunu’na giden yolda yaşananları konu edinmektedir.
İkinci Dünya Savaşı Türkiye İsmet İnönü Milli Korunma Kanunu İhtikar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler / Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 24 Temmuz 2018 |
Kabul Tarihi | 11 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 32 Sayı: 45 |
ERCİYES AKADEMİ | 2021 | sbedergi@erciyes.edu.tr Bu eser Creative Commons Atıf-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.