Öz
1950’li yıllar itibariyle geleneksel kamu yönetimi yaklaşımının ilkeci
tutumu eleştirilmeye başlamış ve günümüze kadar ulaşan zaman diliminde sistem
içi çeşitli kırılmalar meydana gelmiştir. Kırılma işaretlerini veren ilk
kuramcılardan biri, Herbert Simon’dur. Simon, 1946 yılında yayımlanan İdarenin
Atasözleri (The Proverbs of
Administration) adlı makalesiyle yönetimde kendisinden önce temel ilkeler
olarak kabul edilen uzmanlaşma, komuta birliği, kontrol çevresi gibi konuları
sorgulamaya açmış ve incelenmeye değer faklı bir ölçüt olarak ‘verimliliği (efficiency)’ sunmuştur. Simon, yönetimle
ilgili sonraki çalışmalarında insanın düşünme, karar verme ve davranışını temel
alan incelemeler yapmıştır. Yönetimde insan davranışlarının önemini vurgulayan
Simon yönetimin salt mekanik ilkelerden oluşmadığını vurgulamıştır. Bu
minvalden hareket ederek davranışlar üzerinden yönetime ilişkin genellemelere
ulaşan diğer bir yaklaşım ise çağdaş yönetim yaklaşımlarından Kamu Tercihi
Okulu (Public Choice Theory)’dur.
Simon ve Kamu Tercihi Okulu arasında doğrudan kuramsal bir yakınlık
bulunmamakla birlikte Kamu Tercihi Okulu, Simon’u yönetimdeki hiyerarşi ve
verimliliğe ilişkin sorgulamalarından ötürü geleneksel yaklaşımdan üstün tutar.
Yönetsel işleyişi insan davranışıyla açıklama çabası dışında,
ekonomiklik/verimlilik merkezli teori üretmeleri ve hiyerarşiyi
önemsizleştirmeleri söz konusu iki yaklaşımın diğer ortak noktalarıdır. Simon
ve Kamu Tercihi Okulu arasındaki ilişkinin kavramsal ve düşünsel benzerliğin
nedenleri arasında kullandıkları mantıksal pozitivizm yönteminin de etkisi
olduğu söylenebilir. Bu çalışmada, iki yaklaşımın neden benzeştikleri
sorunsallaştırılmakta, örtüşen ve ayrışan yönleri kullandıkları kavramlar
ekseninde karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir.