İnsan neslinin devamı, mutlu, huzurlu ve başarılı insanların varlığı sevgi ateşi ile ısınan sadakat rüzgârları ile ferahlanan, birbirini her daim kucaklayan ailelerle mümkündür. Aile tüm hukuklarca kabul edilen toplumun temelidir. Devletler kendi geleceklerini garantilemek için ailenin önemini belirterek, aileyi koruyucu ve kolayca hükümler koymaktadır.
Aile kavramı en geniş anlamıyla aynı soydan ortak kültürü olan sevgi ve dayanışmanın devam ettiği bireylerden oluşur. En dar anlamda ise evlenen eşlerden oluşan biri ifade eder ki, bu tutku ve coşkunun tavan yaptı, heyecanın doruk noktada olduğu ümit dolu, her türlü olumsuzluğu birlikte yok edeceklerini inanan huzur ve güvenin çevreye yansıtıldığı bir birlikteliktir.
Bu birliktelik ilk coşku ve kararlılıkta devam etmeli hedeflenen aileler, toplumlar, toplumlarla devletler, devletlerle tüm insanlık-tüm dünya mutlu ve huzurlu barış içinde olmalıdır. Beklenen bu olmakla beraber, bazen verilen sözler ve kararlaştırılan hedeflerde Sapmalar olmakta var olan ailelerin ve yuvaların yıkılmaması, hataların telafisi için hukuk düzeni müdahele ediyor ve problemleri çözmeye çalışıyor. Olur ya eşlerden biri verdiği söz ve üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmezse; hukuk müeyyide uygulamaktadır.
Çalışmamızda hedeflenen toplum düzeninin oluşması için ailede yükümlülüklerin hatırlatılması, yükümlülükler yerine getirilmeyince de müeyyidelerin varlığının ve uygulanacağının bilinmesini sağlamaktır. Çalışmamız olmasa gereken toplum düzeni için var olan yasaların objektif yorumlanarak, literatür taraması ile durum tespiti yapmaktadır.
The continuation of the human race, the existence of happy, peaceful and successful people is possible with families that are warmed by the fire of love, refreshed by the winds of loyalty, and embrace each other at all times. The family is the basis of society, which is accepted by all laws. States make provisions for family protection and easily, emphasizing the importance of the family in order to ensure their own future.
The concept of family, in its broadest sense, consists of individuals from the same lineage, whose common culture is love and solidarity. In the narrowest sense, one of the married spouses expresses that this is a union where passion and enthusiasm are at its peak, full of hope, where the excitement is at its peak, and where peace and trust are reflected to the environment, believing that they will destroy all kinds of negativity together.
This unity should continue with the initial enthusiasm and determination. Although this is expected, sometimes there are deviations in the promises made and the agreed targets, and the legal system intervenes and tries to solve the problems in order not to destroy the existing families and homes and to make up for the mistakes. What if one of the spouses does not fulfill his promise and obligations; law imposes sanctions.
The aim of our study is to remind the obligations in the family for the formation of the social order, and to ensure that the existence and application of the sanctions when the obligations are not fulfilled. Our study, which should not be, makes an objective assessment of the existing laws for the social order, and makes a due diligence by literature review.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 26 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 19 Sayı: 2 |
İletişim Adresi: Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi 14030 Gölköy-BOLU
Tel: 0 374 254 10 00 / 14 86 Faks: 0 374 253 45 21 E-posta: iibfdergi@ibu.edu.tr
ISSN (Basılı) : 1306-2174 ISSN (Elektronik) : 1306-3553