Bu makalede Mâverdî’nin ahlâk ve siyaset düşüncesi bağlamında adâlet anlayışının irde-lenmesi hedeflenmektedir. İslam düşünce geleneğinde adâlet, genellikle felsefî/teorik içeriğiyle değerlendirilmekle birlikte pratik hayatta uygulanış şekline dair kaleme alınan eserler sayıca azdır. Bu çalışmada Mâverdî’nin kendi eserlerinden hareketle onun ahlâktan siyasete, devlet yönetimine kadar adâletin pratik hayatta nasıl uygulanması gerektiğine dair yaklaşımının izlerini süreceğiz.
Mâverdî’nin düşünce dünyasında adalet erdemi paydasında birleşen ahlâk ve siyaset, birbirini tamamlayan iki temel alan olarak kabul edilir. Bir ahlâk kavramı olarak adâlet başlı başına bir erdem olmasının yanında erdemlerin kendisinden çıktığı ana erdemdir. Mâverdî adalet ile itidal (denge) arasında ilişki kurmak suretiyle kişinin öncelikle kendine karşı adaletli olması gerektiğini vurgular. Bu ise kişinin aşırılık ile eksiklik/yetersizlik arasında dengede durması, kendisini iyi ve güzel olana yönlendirmesi, kötülüklerden alıkoymasıyla mümkündür. İnsanın davranışlarında dengeli olanı tercih etmesi adâlet olduğundan dolayı kendinde iyi ve güzel davranışları gösteremeyen kimse kendine zul-metmiş olur.
Mâverdî adâleti kişinin kendisine ve başkasına olmak üzere ikiye ayırır. Kişinin kendisine karşı adâleti doğru yolda olması, çirkin şeylerden uzak durması ve davranışlarında sınırı aşmaması vb. sıralanabilir. Başkalarına karşı adâlet ise insanların sosyal yaşam/görgü kurallarına uygun dengeli davranması anlamına gelir. Yöneticinin vatandaşlarına karşı yaklaşımında adaletli olması da bu kapsamda değerlendirilir. Zira siyasette adâlet birey-birey, birey-devlet, devlet-birey ilişkisini düzenleyici esasları belirleyen temel ilkedir. Bir arada yaşamanın vazgeçilmez ilkesi adâletin bireyin söz ve eylemlerinden hukukun üs-tünlüğü ve gelir dağılımı gibi hususlara kadar pek çok yönü vardır.
Siyasetin ahlâka duyduğu ihtiyacı fark eden Mâverdî, siyasette ahlâkî ilkelere dayanan etkili ve gerçekçi bir yönetim teorisi kurmayı hedeflemiş; bunun için adâleti devlet yöne-timinin en birinci ilkesi olarak görmüştür. Bu yönüyle adâlet ahlâkî bir erdem olmasının yanında devletin temel bir görevi olarak yöneten-yönetilen arasındaki ilişkinin kuralları belirleyen temel bir ilke olarak görülür. Mâverdî, adâletin hukuk devleti çerçevesinde toplumun tamamını kuşatması için kapsamlı adâlet ilkesine vurgu yapmıştır. Ayrıca o, adâleti iktidarın gücü ve meşruiyeti için dengeleyici bir unsur olarak görür. Ona göre herkesi kuşatan adâlet toplumda düzenin ve birliğin tesisini sağlayan önemli bir ilkedir. Kapsamlı adâlet sayesinde halkın yönetime bağlılığı artar, ülke bayındır hale gelir, böyle-likle yönetici güven içinde olur. Bu şekilde adâlet siyasal yönetimin icraatlarının meşrulu-ğunu temin eden bir araç haline gelir. Adâleti iktidarın gücünü dengeleyici unsur olarak gören Mâverdî yönetimde adâletin ideal uygulamasını dinî değerlerle ve yöneticinin sahip olduğu niteliklerle ilişkilendirir.
Devlet yönetiminin sağlıklı ve amaca uygun bir şekilde işleyebilmesi için kurumlardan ziyade ilkelere önem veren Mâverdî adâleti icra edecek devlet organlarının adâletin dağıtımı konusunda ilkelerden vazgeçmemesi gerektiğini belirtir. Yönetici kendisinden başlamak üzere eşitlik ilkesine göre hareket etmeli, adâletin dağıtımını icra edecek kadı-ların tayinine ve yargılamanın hızlandırılmasına dikkat etmelidir. Aynı şekilde Mâverdî, adâleti yöneticinin yetkilerini sınırlayan bir ilke olarak görür. Bu yönüyle adâlet yönetici-nin halkına yaklaşımının sınırlarını belirleyen dengeleyici ve iktidarın meşruiyetini sağ-layıcı önemli bir unsurdur. Mâverdî’nin bu yaklaşımı kimi siyaset filozofları tarafından üretilen güce dayalı otorite yerine hakka dayalı bir otorite tesis etmeyi hedeflediğinden dolayı değerlidir. Sonuç olarak eserlerin her yerine adâlet vurgusunun nakşedilmiş oldu-ğunu gördüğümüz Mâverdî’nin metinlerinde adâletin bireysel hayattan devlet idaresine kadar her alanda anahtar niteliğinde değişmeyen temel bir erdem olduğunu anlamamız mümkündür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Eylül 2020 |
Gönderilme Tarihi | 4 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 42 |