İslam felsefesinin özgün bir felsefe olup olmadığı konusu uzunca bir süredir tartışılan bir meseledir. Bu konuda üç farklı yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan ilki, daha çok oryantalistlerin savunduğu İslam felsefesinin özgün olmadığı iddiasıdır. Diğeri, İslam felsefesinin eklektik olmakla birlikte bunun yaratıcı bir eklektisizm olduğu şeklindedir. Son görüş ise İslam felsefesinin özgün bir felsefe olduğu görüşüdür. Orta Çağ’ın en önemli felsefesi olan İslam felsefesi ne yazık ki felsefe tarihi kitaplarında hak ettiği yeri bulamamış, yazarlar bu felsefeye çok kısa sayfalar ayırmakla yetinmişlerdir. Buralarda vurgulanan fikirler de İslam felsefenin Yunan felsefenin bir devamı olduğu, Antik Yunan ile Orta Çağ Batı felsefesini birbirine bağlayan bir köprü olduğudur. Oryantalistler, Müslüman filozofları birer Antik Yunan filozoflarının yorumcuları olarak görmüşler, onların felsefi özgünlüklerini göz ardı etmişlerdir. Son dönemde yapılan çalışmalar oryantalistlerin bu ön yargılı yaklaşımlarının yanlış olduğunu ortaya koymuş, Altın Çağını 9.-13. yüzyıllar arasında yaşamış olan Orta Çağ İslam felsefesi yeniden keşfedilmeye başlamıştır. İslam felsefesi, tasavvuf ve kelamla yepyeni meseleler ortaya koymuş, Yunan felsefesinden faydalanarak yeni çözümler üretmiştir. Özellikle Gazzâlîcilik, İşrâkîlik, Doğu felsefesi, okazyonalizm, metodik şüphecilik, sudûr ve yoktan yaratma nazariyeleri, nübüvvet, felsefe ve din ilişkisi, kadim filozofları tenkit gibi konular da özgün görüşler ve akımlar ortaya konmuştur. Orta Çağ’da Batı dünyası karanlık bir çağ yaşarken; İslam dünyasında yüksek düzeyde gerçekçi bir “felsefe” hareketi olmuştur. “Müslümanların Mucizesi” denilebilecek bu felsefe hareketi, gerek İslam medeniyetinin ayrılmaz bir parçası olması gerekse Batı felsefesinin gelişmesinde önemli bir basamağı oluşturması bakımından evrensel kültür içinde önemli bir yer tutmaktadır.
İslam felsefesi Özgünlük Eklektisizm Altın Çağ İslam Rönesansı
The question of whether Islamic philosophy can be considered as an authentic form of philosophy has been a subject of prolonged discourse. Various perspectives have emerged, presenting three distinct approaches to this matter. The first approach, primarily advocated by orientalists, contends that Islamic philosophy lacks authenticity. Contrarily, the second viewpoint asserts that while Islamic philosophy exhibits eclecticism, it represents a form of creative eclecticism. Finally, the third perspective posits that Islamic philosophy is unequivocally authentic, affirming its rightful place within the realm of philosophical discourse. Regrettably, Islamic philosophy, despite its profound significance during the Middle Ages, has not received the recognition it truly deserves within the pages of philosophical history books. Authors have often allocated only brief sections to this rich philosophical tradition, overlooking its depth and influence. It is frequently emphasized that Islamic philosophy serves as a continuation of Greek philosophy, acting as a vital bridge that connects the realms of Ancient Greek philosophy and medieval Western philosophy. Orientalists regarded Muslim philosophers as mere interpreters of Ancient Greek philosophers, ignoring their philosophical authenticity. Recent studies have revealed that this prejudiced approach of the orientalists is fallacious. Medieval Islamic philosophy, which reached its golden age during the 9th-13th centuries, began to be rediscovered. Islamic philosophy introduced completely novel themes with Sufism and theology, and, developed fresh and innovative perspectives by integrating Greek philosophy. In particular, unique insights and movements have been put forward on subjects such as Ghazalism, Illuminationism, Eastern philosophy, occasionalism, methodical skepticism, the theory of creation ex nihilo, prophecy, the relationship between philosophy and religion, and critical analysis of the ideas put forth by ancient philosophers. While the Western world underwent a “dark age” during The Middle Ages; the Islamic world experienced a remarkable and intellectually vibrant “philosophical” movement. The movement, which can be called the “Miracle of the Muslims”, holds significant prominence within universal culture, in terms of both being an inseparable part of Islamic civilization and a crucial milestone in the development of Western philosophy.
Islamic Philosophy Authenticity Eclecticism Golden Age Islamic Renaissance
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 51 |