“Filozofların Tanrısı” terimi, felsefi söylemde anlaşıldığı ve tartışıldığı şekliyle Tanrı kavramını ifade eder. Bu, genellikle dini geleneklerde bulunan Tanrı kavramından farklı olduğu düşünülen felsefi bir Tanrı kavramıdır. Tarih boyunca çeşitli filozoflar ve teologlar bu terimi, varlığı ve sıfatları felsefi akıl yürütme ve düşünmenin konusu olan Tanrı’ya atıfta bulunmak için kullanmışlardır. Bu çalışmada, İbn Sînâ’nın iki Tanrı kavramını uzlaştırma yolunu araştırıyor ve Aristotelesçi ve Neoplatonik mirasa sahip bir filozof olan İbn Sînâ’nın filozofların Tanrısı ile kutsal kitapların Tanrısı arasında bir çelişki görmediğini iddia ediyorum. İbn Sina’nın yaklaşımı, ilahi sıfatların klasik teistik anlayışından ödün vermeden iki Tanrı kavramı arasındaki boşluğu doldurmaya giriştiği için oldukça ilgi çekicidir. Makalede ilk olarak, İbn Sînâ’nın uzlaştırma yolunu göstermek için felsefesinin Aristotelesçi ve Neoplatonik bağlamlarını kısaca sunuyorum. İkinci olarak, İbn Sînâ’nın Tanrı tasavvurunu, ilahî değişmezlik sıfatı anlayışında ortaya çıktığı şekliyle açıklıyorum. Son olarak, İbn Sina’nın duyarlı, karşılık veren ve insanlarla ilişki içinde olan bir Tanrı kavramını en açık şekilde sunduğu görüşlerini inceliyorum. Tanrı’nın failliği, dua ve inayet hakkındaki fikirleri, İbn Sina’nın Tanrısının, bilinen ve ibadet edilen dinî geleneklerin Tanrısı olduğuna dair bol miktarda kanıt sunmaktadır.
Din Felsefesi Teizm Açık Teizm İlahî Değişmezlik Dua İnayet İlahî Bilgi
The term “God of the philosophers” refers to the concept of God as understood and discussed in philosophical discourse. It is a philosophical concept of God that is often considered distinct from the concept of God found in religious traditions. Throughout history, various philosophers and theologians have used the term to refer to God whose existence and attributes have been the subject of philosophical reasoning and reflection. In this study, I explore Ibn Sīnā’s way of reconciling two concepts of God. I argue that Ibn Sînâ, a philosopher with an Aristotelian and Neoplatonic heritage, sees no contradiction between the God of the philosophers and the God of the scriptures. Ibn Sina’s way is interesting because it is an attempt to bridge the gap between two concepts of God without compromising the classical theistic understanding of divine attributes. First, I will briefly present the Aristotelian and Neoplatonic contexts of Ibn Sīnā’s philosophy to show his way of reconciliation. Second, I will give an account of Ibn Sīnā’s concept of God as it is revealed in his understanding of the divine attribute of immutability. Finally, I will examine his views in which he most explicitly offers the concept of a God who is responsive, who is present, and who is engaged with human beings. His ideas about God’s agency, petitionary prayer, and divine providence provide ample evidence that the God of Ibn Sīnā is the God of the religious traditions known to and worshipped by human beings.
Philosophy of Religion Theism Open Theism Immutability Petitionary Prayer Divine Providence Divine Knowledge
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Din Felsefesi, İslam Felsefesi, Kelam |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 5 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 24 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 51 |