İslam tarihinin en erken dönemlerinden beri varlığını sürdüren siyer yazıcılığı, zamanla oldukça geniş ve zengin bir literatürü ortaya çıkarmıştır. Klasik siyer telifleriyle başlayan bu literatürün şerh-haşiyelerle tenkit ve nakil süreçleri devam etmiş, hatta tematik alt türlerle genişlediği görülmüştür. Umumiyetle nesir formunda kaleme alınan eserlerle birlikte şiirin de tarih boyunca siyer yazıcılığını şekillendirdiği görülmektedir. Manzum siyer metinlerinin en yoğun ve yaygın kullanıldığı Osmanlı dönemi, şiirin siyer yazıcılığında öne çıkmasını sağlamıştır. Modernleşme dönemine kadar belli bir süreklilik arz eden kaynak kullanımı ve metin inşa yöntemi, bu dönemde ciddi bir kırılmaya uğramıştır. Bu kırılma Türkiye Cumhuriyeti dönemi siyer metinlerini, telif ve araştırma düzeyinde etkilemiştir. Mevcut siyer literatürünün Batılı referanslarla eleştirisi ve kaynak kullanımındaki yeni tercihler artık farklı bir dönemi beraberinde getirmiştir. Klasik dönem siyer yazıcılığının birçok unsurunun terk edildiği bu yeni dönemde edebî üslupla yazılmış metinlerle karşılaşılmaktadır. Klasik eğitim süreçlerinden geçmiş ve tasavvufî yönüyle bir geleneğin temsilcisi olan Alvarlı Hâce Muhammed Lutfî tarafından yazılan bu metinler çalışmamıza konu edilmiştir. Bu makalede siyer yazıcılığının edebî metinlerinden biri kabul edilebilecek Hâce Muhammed Lutfî’nin Hulâsatü’l-hakāyık isimli eserinin Mi’râcü’n-Nebî ve Mevlidü’n-Nebî kısımları ele alınmıştır. Makalede öncelikle siyer yazıcılığında şiirin kaynak ve yazım formu olarak kullanımına dair kısa bir tarihçe verilmiş, ardından metin inşa biçimleri üzerinde durulmuş ve son olarak Hâce Muhammed Lutfî’nin eserinin mevlid ve mi’râciye kısımları siyer yazımı konusundaki tercihleri, kaynakları, formu ve ana temalarıyla ele alınmıştır. Böylelikle şiirin siyer yazıcılığında kullanımının tarihçesini ele almak, manzum metinlerin siyer sahasına konu olmasını tartışmaya açmak hedeflenmiş, bu amaçla araştırmaya konu olan metinler muhteva, kaynak kullanımı ve üslup itibariyle değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda siyer edebiyatının ortaya çıkışından itibaren var olan şiirin zamanla kendine has bir metin inşa biçimine dönüşerek bu literatürü beslediği, Hâce Muhammed Lutfî’nin mevlid ve mi’râciyesinin kaynakları ve üslubu itibariyle klasik literatürü Cumhuriyet döneminde devam ettiren metinler olduğu görülmüştür.
Over the years, the writing of sīrat, which dates back to the earliest times of Islamic history, has made an enormous and varied body of literature available. This literature developed through commentary-hashiyas, critique, and transmission, and even continued with the addition of thematic sub-genres. The works written in prose form, have influenced sīrat writing throughout history. During the Ottoman era, poetry gained prominence, with poetic sīrat texts being widely utilized. The sources and the method of text generation, which had a certain continuity until the modernization era, underwent a significant in this period. This rupture affected the sīrat texts of the Republic of Turkey period. A new age has been brought about by the criticism of the sīrat literature that is currently in existence using new preferences for the utilization of sources. Texts produced in a literary manner are found in this new era when many aspects of traditional sīrat writing have been abandoned. We are studying these texts authored by Alvarlı Hāja Muhammad Lutfī, who underwent classical education procedures and represented a tradition with a Sufi component. This study discusses two sections of Hāja Muhammad Lutfī’s Hulāsat al-ḥaqāyīq, which is regarded as one of the literary texts of sīrat writing: Mīrāj al-Nabī and Mawlid al-Nabī. The study begins with a brief history of the use of poetry as a writing form and source in sīrat writing, then, it emphasizes the forms of text construction, and finally, it discusses the main themes, sources, preferences, and mi’rājiya and mawlid sections of Hāja Muhammad Lutfī’s work in sīrat writing. In this way, it aimed to discuss the history of using poetry in sīrat literature, to open the poetic texts in the sīrat genre to the discussion, and for this purpose, the texts subject to the research were evaluated in terms of content, use of sources and style. As a result of the research, it has been seen that poetry, which has existed since the emergence of sīrat literature, has turned into a unique form of text construction in time and fed this literature, and that the mawlid and mi’rājiyya of Hāja Muhammad Lutfī are texts that continue the classical literature in the Republican period in terms of their sources and style.
Islamicate History Hāja Muhammad Lutfī Mawlid Mi’rāj Modern Sīrah Writing
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk İslam Edebiyatı, İslam Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 8 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 16 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 53 |