The objective of this study is to make an intellectual contribution to the ongoing discourse surrounding the subjects of colonialism and Eurocentrism. These issues have resurfaced as a result of the continued significance the Palestinian question. The paper proposes that critical thought should follow three main lines and analyze their interrelations. The first is “anticolonialism theory”, which emerged with the works of Aime Césaire’s Discourse on Colonialism and Frantz Fanon’s The Damned of the Earth, two pioneering works in the field of anticolonialist thought that contributed to a global revolutionary wave in the 1950s; the second is “postcolonial theory”, which began with the publication of Edward Said's Orientalism in 1978 and developed further with the works of Gayatri Spivak and Homi Bhabha; the third is “colonial discourse theory”, which draws inspiration from these schools, is often used interchangeably with postcolonial theory and analyzes colonialism from a discursive perspective. The present study to demonstrate both the commonalities and the discontinuities between these three strands. A central assertion of the the study is that the subject destruction theme of anticolonialism which draws upon Hegelian Marxist thought while analyzing colonialism, has undergone a gradual shift and a complet dissolution in the latest exponents of postcolonial theory. This transformation can be understood as a shift from a material or infrastructural analysis of colonialism towards a discourse-based approach. The study structured as follows: Firstly, it is demonstrated how Eurocentrism is an established problem in two masters of European thought and the necessity of questioning Eurocentrism is justified. Secondly, we distinguish the modernity of colonialism, demonstrating that it has been defined as a modern machine for nearly five centuries and should be seen as an integral part of the modern Leviathan. Finally, we address colonial discourses and analyze the theoretical divergence from anticolonialism's trajectory of subject destruction to the context of subjectivity and ambiguity in postcolonial theory. The study concludes that a critique of Eurocentrism should both draw on and go beyond postcolonial theory. A comprehensive and effective critique of Eurocentrism should be based on a framework of material analysis that transcends the culturalist framework of postcolonial theory.
Political Theory Postcolonial Theory Anticolonialism Colonial Discourse Eurocentrism Colonialism Discourse Subject Representation
Bu çalışmanın amacı, günümüzde Filistin sorununun süregiden yakıcı önemi nedeniyle yeniden tartışma konusu haline gelen sömürgecilik ve Avrupamerkezciliği sorgulama çabasına düşünsel katkı yapmaktır. Çalışmanın önerisi, eleştirel düşüncenin bu konuda başlıca üç hattı izleyip aralarındaki ilişkileri çözümlemesi gerektiğidir. Bunlardan ilki, 1950’lerde küresel bir devrimci dalgaya dönüşen sömürgecilik karşıtı (antikolonyalist) düşüncenin iki öncüsü Aime Césaire’in Sömürgecilik Üzerine Söylev’i ve Frantz Fanon’un Yeryüzünün Lanetlileri kitaplarıyla öne çıkan “antikolonyalizm kuramı”; ikincisi 1978’de Edward Said’in Şarkiyatçılık kitabının yayımlanmasıyla başlayan ve Gayatri Spivak ile Homi Bhabha’nın çalışmalarıyla gelişen “postkolonyal kuram”; üçüncüsü bu okulların esinlediği, genellikle postkolonyal kuram ile aynı anlamda kullanılan ve sömürgeciliği söylemsel açıdan çözümleyen “sömürge söylemi kuramı”dır. Çalışma, bu üç hat arasında bağlantı kurarak, ortak noktaları olduğu gibi düşünsel süreksizlikleri de göstermeyi amaçlıyor. Çalışmanın iddialarından biri, antikolonyalizm kuramının sömürgeciliği çözümlerken Hegelci Marksist düşünceden hareketle ortaya koyduğu özne yıkımı izleğinin aşamalı olarak değişim geçirdiği ve postkolonyal kuramın son temsilcilerinde büsbütün ortadan kalktığıdır. Bu aynı zamanda sömürgeciliğin maddi ya da altyapısal çözümlemesinin yerini söylemsel çözümlemeye bıraktığı bir süreçtir. Çalışma buradan hareketle şöyle bir dizgeyi takip ediyor: İlk olarak, Avrupa düşüncesinin iki üstadında Avrupamerkezciliğin nasıl yerleşik bir sorun olduğunu gösterip Avrupamerkezciliği sorgulamanın gerekliliğini temellendirmeye çalışıyoruz. İkincisi, sömürgeciliğin modernliğini ayırt ediyor, yaklaşık beş yüzyıldır bir modern makine olarak tanımlandığını, modern Leviathan’ın ayrılmaz bir parçası olarak görülmesi gerektiğini ortaya koyuyoruz. Son olarak, sömürgeci söylemleri ele alıyor ve antikolonyalizmin özne yıkımı izleğinden postkolonyal kuramdaki öznellik ve belirsizlik bağlamına doğru gerçekleşen kuramsal farklılaşmayı çözümlüyoruz. Çalışmanın ulaştığı sonuç, Avrupamerkezcilik eleştirisinin postkolonyal kuramdan hem yararlanması hem de onun ötesine geçmesi gerektiğidir. Kapsamlı ve etkili bir Avrupamerkezcilik eleştirisi, postkolonyal kuramın kültürelci çerçevesini aşan bir maddi çözümleme çerçevesini temel almalıdır.
Siyaset Kuramı Postkolonyal Kuram Sömürgecilik Karşıtlığı (Antikolonyalizm) Sömürge Söylemi Avrupamerkezcilik Sömürgecilik Özne Söylem Temsil
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 7 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 56 |