Islamic thought is a superstructure consisting of three pillars: kalām, philosophy and sufism. Chronologically speaking, the first of these is undoubtedly the discipline of kalām. Beginning with the Muʿtazilites, scholars belonging to this discipline or school of thought felt the need to criticize their rivals and adversaries in order to defend their own theses as a result of their debates and polemics with them. In this context, early Mu'tazilite scholars called them "nābita" or "al-nawābit" in order to criticize the factions with which they disagreed on theological issues. The aforementioned term, which carries condescending meanings such as inexperienced and newcomer, was also used in literary texts, albeit to a lesser extent, by some writers and poets to narrate some events with a political dimension. However, later on, al-Fārābī systematically conceptualized al-nawābit on a socio-political basis in the history of Islamic thought for the first time. The philosopher discussed the nawabit, which means the unvirtuous individual(s) of the 'virtuous city', which is almost an ideal of his own, and therefore those who disturb the peace and tranquility of the virtuous city, in various classes and categories. According to al-Fārābī, the nawābit, which is a threat to the virtuous city, must be eliminated. He also explains the way and method for this. Ibn al-Bājja, another important figure in Islamic political philosophy, assigned a significant role to the nawābit in his socio-political thought. Unlike his predecessor al-Fārābī and his predecessors, Ibn Bājja constructed a new and original conception for Islamic political philosophy in general and for the concept of nawābit in particular by attributing a positive, not a negative, meaning to the concept in question. According to Ibn Bājja, nawābit means the virtuous individual (mutawaḥḥid) who lives/is forced to live in the non-virtuous city. The philosopher describes what such a person should do and how he should manage himself under the circumstances in which he finds himself. Therefore, in terms of political philosophy, nawābit has two different/opposite meanings. In this study, the nābita or nawābit will be discussed from the perspectives of theologians and philosophers, and the different approaches between the two will be tried to be identified. It will also try to clarify the question of whether the nawābit in Islamic thought is related to Hellenistic thought.
Islamic Philosophy Kalām Political Phiolosphy Nawābit/Nābita Plato al-Jāhiz al-Fārābī Ibn Bājja.
İslâm düşüncesi kelâm, felsefe ve tasavvuf olmak üzere üç temel direkten oluşan bir üst çatıdır. Kronolojik olarak bakıldığında bunların ilkini hiç şüphesiz kelâm disiplini oluşturmaktadır. Mu’tezile ile başlatılan söz konusu disiplin veya düşünceye mensup âlimler, rakip ve hasımlarıyla yaptıkları tartışma ve polemiklerin sonucunda ve kendi tezlerini savunma adına onlara karşı eleştiri getirme ihtiyacı hissetmişlerdir. Bu bağlamda erken dönem Mu’tezilî âlimler, itikâdî meselelerde ihtilaf ettikleri fırkaları eleştirmek gayesiyle onlara, “nâbite” veya “nevâbit” demişlerdir. Tecrübesiz ve yeni meydana atılan gibi küçümseyici anlamlar içeren mezkûr terim, az da olsa bazı yazar ve edipler tarafından siyasî boyutu olan bazı vukuatları aktarmak maksadıyla edebî metinlerde de kullanılmıştır. Ancak daha sonra Fârâbî’nin eliyle nevâbit, İslâm düşünce tarihinde ilk defa sistematik bir şekilde sosyo-politik düzeyde kavramsallaştırılmıştır. Filozof, adeta bir mefkuresi olan ‘erdemli şehir’in; erdemsiz bireyi/bireyleri ve dolayısıyla da erdemli şehrin huzur ve sükunetini bozanlar anlamına gelen nevâbiti çeşitli sınıf ve kategoriler içerisinde ele almıştır. Fârâbî’ye göre erdemli şehir için bir tehdit unsuru olan nevâbitten mutlaka kurtulmalıdır. Bu sadette o, bunun yol ve yöntemini de açıklamaktadır. Yine İslâm siyaset felsefesinin başka önemli bir ismi olan İbn Bâcce, nevâbite sosyo-politik düşüncesinde önemli bir yer vermiştir. O, selefi Fârâbî ve ondan öncekilerden farklı olarak söz konusu kavrama olumsuz değil, aksine olumlu bir mana yükleyerek; genel olarak İslâm siyaset felsefesi açısından ve özel olarak da nevâbit kavramı açısından yeni ve özgün bir tasavvur inşa etmiştir. İbn Bâcce’ye göre nevâbit, erdemsiz şehirde yaşayan/yaşamak zorunda kalan erdemli birey (mütevahhid) anlamına gelmektedir. Filozof, böyle bir insanın ne yapması gerektiğini ve düştüğü durum içinde kendisini nasıl yöneteceğini açıklamaktadır. Dolayısıyla siyaset felsefesi açısından nevâbit, iki farklı/zıt anlam içermektedir. Bu çalışmada söz konusu nâbite ya da nevâbit, kelâmcı ve filozofların perspektiflerinden ele alınacak ve ikisinin arasındaki farklı yaklaşımlar tespit edilmeye çalışılacaktır. Yanı sıra İslâm düşüncesindeki nevâbitin; Helenistik düşünceyle bağlantılı olup olmadığı sorusuna da açıklık getirilmeye çalışılacaktır.
İslam Felsefesi, Kelâm, Siyaset Felsefesi, Nevâbit/Nâbite, Platon, Câhız, Fârâbî, İbn Bâcce.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Felsefesi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 30 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ESOGUIFD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.