Bu çalışmada, Hanefi mezhebi çerçevesinde ses seviyesinin genelde iradeyi ifade etmesi, özelde ise satım akdine tesirinin belirlenmesi hususu ele alınmıştır. Öncelikle literatürde ses seviyesinin iradeyi ifade etmesine ilişkin genel kural tespit edilmeye çalışılmış ardından mali işlemlerden özellikle de diğerlerine kıyas edilebildiği ölçüde satım akdinden örnek verilmeye çalışılmıştır. İlk olarak satım akdinde konuşmanın gerçekleşmiş olması yönüyle şart koşulan ses seviyesi ele alınmış, ardından bu şartın ileri sürüldüğü bazı kurallar açıklanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada bir dizi sonuçlara ulaşılmıştır. Bunlardan en önemlisi, Hanefi hukukçuların iradeyi ifade etmesi yönüyle ses seviyesinde dayandıkları temel hususun, namazdaki kıraatin gizli veya açıklığını tayin eden ses seviyesi olmasıdır. İlk kez hicrî 4. asırda satım akdindeki ses seviyesinin belli bir düzeyde olması gerektiğiyle ilgili görüş belirten Ebû Nasr el-Belhî’dir. Satım akdinde belli bir ses seviyesinin şart koşulması, bazı kurallarla düzenlenerek hicrî 6. ve 7. asırlarda da devam etmiştir. Sonraki dönem fakihlerden bazıları bu kuralları kabul ederken bazıları da bu kurallara itibar etmemiştir.
تتناول هذه الدّراسة مسألة تحديد درجة الصّوت المطلوبة في التّعبير عن الإرادة عمومًا وفي عقد البيع خصوصًا وفق المذهب الحنفي، فبدأَتْ بالكشف عن الأصل الّذي تمّ الاستناد إليه في تحديد درجة الصّوت في التّعبير عن الإرادة عمومًا، ثمّ انتقلَتْ إلى عرض نموذج من عقود المعاملات الماليّة وهو عقد البيع، فتكلَّمَت عن نشأة عن اشتراط درجة صوت معيَّنة في هذا العقد، وعن بيان موقف فقهاء الحنفيّة واتجاهاتهم في ذلك، وما مر به هذا الشّرط تاريخيًا من وضع بعض الضّوابط له. وقد خلصَت هذه الدّراسة إلى مجموعة من النّتائج أهمّها: أنَّ الأصل الّذي تم الاستناد إليه في هذه المسألة هو حدّ الجهر والمخافتة في الصَّلاة، وأنَّ نشأة الحديث عن ذلك في عقد البيع كان في القرن الرَّابع الهجري من قبل أبي نصر البلخي، وأن اشتراط درجة صوت معيّنة قد مرَّ في القرنين السّادس والسَّابع من الهجرة بذكر بعض من الضَّوابط، وهذه الضَّوابط بعضها قد تلقَّاها من خلف من العلماء بالقبول وبعضها لم يلق قبولًا.
This study deals with the question of determining the degree of sound required in the expression of will in general and in the sales contract, especially in the Hanafi doctrine. The study moved from top to bottom; it began to reveal the origin on which the sound was based in the expression of will in general. It then moved on to offer a model of financial transaction contracts, particularly the sales contract. Then it moved to indicate the position and directions of the Hanafi scholars. This study concluded with a series of results, the most important of which is: the essentials on which Hanafi scholars based their expression of will on was the limit of speaking out and being murmuring while reading in prayer. The first mention of the requirement of a degree of sound in sales contract was in the 4th century AH by Abu Nasr al-Balkhi. The Hanafi scholars agree on the requirement to hear the voice with a difference among them in determining the scope of those covered by this term.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Derleme Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2022 |
Gönderilme Tarihi | 8 Mayıs 2021 |
Kabul Tarihi | 18 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ESOGUIFD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.