The Lübbü’l-Usûl fî Mâ‘rifeti’t-Tarîki’l-Vüsûl is a Turkish Sufistic work belongs to the Shaykh Memî Cân Saruhanî (d.1008/1599-1600), one of the caliphs of Shaykh Hasan Husameddin Ushaki. In the introduction of the work, it is mentioned, Prophet Mohammad (p.) made towards his truth, while his journey of ascension. Then, respectively, the rulers and other ascension of journey of people. In the following stages of the book, the concept of Sufism, such as dhikr, tawhid, is given to “Hakîkat-i Muhammediyye”, whereas in the last part, the concepts of sharia-sect-truth are dicussed in detail. In Sufism, the expression of “The end of, it is convoluted at the beginning” is in here. Thus these three concepts, at the beginning of the work, the journey towards the truth as a core, shows us how to make a route in detail. In other words, it will be possible to realize his ascension for the person, when the meaning layers, which are expressed by the concepts of sharia-sect-truth, are understood occured. The aim of study, we will try to reveal the comments, made by the author on these three concepts.
Lübbü’l-Usûl fî Mâ‘rifeti’t-Tarîki’l-Vüsûl, Şeyh Hasan Hüsameddin Uşşâkî’nin halifelerinden Şeyh Memî Cân Saruhânî’ye (ö.1008/1599-1600) ait Türkçe tasavvufî bir eserdir. Eserin girizgâhında Peygamber Muhammed (sav)’ın sülûk-i mi’râc ederken kendi hakîkatine yaptığı yolculuktan bahsedilmektedir. Daha sonra başta sahâbe olmak üzere insanların sülûk-i mi’râclarına değinilmektedir. Kitabın ilerleyen aşamalarında “Hakîkat-ı Muhammediyye”, zikir, tevhid gibi tasavvuf kavramlarına yer verilirken son bölümünde şerîat, tarîkat ve hakîkat kavramları teferruatlı bir şekilde ele alınmaktadır. Tasavvufta sıklıkla kullanılan “nihâyeti bidâyetinde dürülüdür” ifadesi, bu eserde tam olarak karşılığını bulmuştur. Zira bu üç kavram, eserin başlangıcında mücmel olarak bahsedilen hakîkate doğru yolculukta nasıl bir yol izleneceğini ayrıntılı biçimde gösterir. Başka bir deyişle şerîat-tarîkat-hakîkat kavramlarının ifade ettiği mana katmanları idrak edilip yaşantıya geçirildiğinde sâlikin sülûk-i mi’râcının ancak o zaman gerçekleşebileceği ifade edilir. Bu çalışmamızın amacı, Osmanlı dönemine ait mezkûr yazma eserde yer alan bu üç kavrama dair müellifin görüşlerini değerlendirerek gün yüzüne çıkarmaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Eylül 2021 |
Gönderilme Tarihi | 20 Mayıs 2021 |
Kabul Tarihi | 23 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ESOGUIFD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.