Türk Bağımsızlık Savaşı, Osmanlı Devleti’nin ve akabinde yeni Türkiye'nin, II. Viyana Savaşı'ndan sonraki en büyük başkaldırısını simgelemektedir. Osmanlı Devleti, XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Batı'da gerçekleşen gelişmelere ayak uyduramamış, Coğrafî Keşiflere katılmamış ve XVI. yüzyıldaki zirve anlayışıyla yönetilmeye devam etmiştir. Ancak XVII. yüzyıldan itibaren birtakım sorunların farkına varılmış ve XVIII. yüzyıl itibarıyla çeşitli ıslahat hareketleri başlatılmıştır. Fakat bu ıslahatlar batılı devletlerle rekabet etmeye yetmemiştir. Zira Osmanlı Devleti, ıslahat çabaları sırasında birçok dahili sorunla da uğraşmak zorunda kalmıştır. Yeniçeri, ulema ve tasavvuf erbabı gibi unsurlar, ıslahat sürecine muhalefet etmiş; bu da ıslahatı baltalamıştır. Dolayısıyla, Osmanlı Devleti XIX. yüzyılda büyük bir gerileme sürecine girmiş, Fransız İhtilali’nin getirdiği milliyetçi hareketlerin de etkisiyle, XIX. yüzyıl boyunca ciddi siyasi, sosyal, dinî ve askerî krizlerle karşı karşıya kalmıştır. Nitekim I. Dünya Savaşı'nın mağlubiyetle sonuçlanması Osmanlı Devleti için ağır bir ateşkes antlaşmasını beraberinde getirmiştir. Mondros Mütarekesi, fiilen Osmanlı Devleti’nin sona erdiğini gösterirken, işgallerin başlamasıyla Anadolu’nun bağımsızlık mücadelesi kaçınılmaz hâle gelmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı, Türk Bağımsızlık Savaşı’nın fitilini ateşlemiştir. Türk halkı, emperyalist Batı’ya karşı inanç ve kararlılıkla mücadeleye girişmiş ve bağımsızlığını kazanmıştır. Bu süreçte, Mevlevîlik ve Bektaşîlik başta olmak üzere, birçok dinî yapılanma da mücadeleye önemli katkılarda bulunmuştur. Ancak, Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte, yeni devlet, modernleşme süreci kapsamında tarîkat ve cemaatlerle arasına mesafe koymuştur. Halifeliğin kaldırılmasıyla bu ayrışma derinleşmiş, nihayetinde “Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması” kanunu ile Mevlevîlik ve Bektaşîlik tarikatları resmen yasaklanmıştır. Bu çalışmada, Mevlevîlik ve Bektaşîlik tarikatlarının yakın dönem tarihine, Türk Bağımsızlık Savaşı’ndaki rollerine ve Cumhuriyet sonrası süreçte yaşadıkları dönüşüme değinilecektir.
Milli Mücadele Osmanlı Devleti Türkiye Mevleviler Bektaşiler
The Turkish War of Independence marked the most significant uprising of the Ottoman Empire and later the new Turkey since the Second Siege of Vienna. The Ottoman Empire failed to keep up with Western advancements in the 17th and 18th centuries, missing the Geographical Discoveries and continuing to govern with a 16th-century mindset. Although some reforms were attempted in the 18th century, they were insufficient due to internal opposition from the Janissaries, ulema, and Sufi orders. By the 19th century, the Ottoman Empire faced a serious decline and was further weakened by nationalist movements inspired by the French Revolution. The defeat in World War I resulted in the Armistice of Mudros, which marked the empire’s de facto end. The occupation of Anatolia made the independence struggle inevitable. Mustafa Kemal Pasha’s arrival in Samsun in 1919 ignited the resistance movement, and the Turkish people fought with determination against Western imperialism, ultimately securing their independence. During the war, religious orders, particularly the Mevlevi and Bektashi orders, played a crucial role in supporting the nationalist movement. However, with the proclamation of the Republic, the new state distanced itself from religious institutions as part of its modernization efforts. The abolition of the Caliphate in 1924 deepened this separation. Finally, with the Law on the Closure of Dervish Lodges and Zawiyas (1925), the Mevlevi and Bektashi orders were officially banned. This study examines the historical transformation of these religious orders, their role in the independence struggle, and their status in the post-Republican period.
Ottoman Empire Türkiye Mevlevi Sufism Bektashism Turkish War of Independence
| Birincil Dil | Türkçe | 
|---|---|
| Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi | 
| Bölüm | Makaleler | 
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 30 Mayıs 2025 | 
| Yayımlanma Tarihi | 30 Mayıs 2025 | 
| Gönderilme Tarihi | 5 Mart 2025 | 
| Kabul Tarihi | 5 Mayıs 2025 | 
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 1 |