tepkileri; sorunu doğrudan
deneyimleyen anne, baba ve çocukların öznel bakış açısıyla anlamaya
çalışmaktır. Aile içi ilişkileri deneyimleyen katılımcılarla derinlemesine
görüşmelerin yapıldığı bu araştırmada, nitel araştırma yaklaşımına dayalı durum
tespiti niteliğinde betimsel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda 10
evli çift ve bu çiftlerin birer çocukları (5 kız ve 5 erkek) olmak üzere toplam
30 kişiyle yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelerde çocuklar ve
anne-babalar için tasarlanan yarı yapılandırılmış görüşme formları
kullanılmıştır. Katılımcılardan elde edilen veriler içerik analizine tabi
tutularak kodlanmış ve bu kodlar ortak temalar altında sınıflandırılmıştır. Araştırmadan
elde edilen sonuçlara göre toplumun en küçük sosyal birimi olan ailede;
çocuklarla ilgili konular, olumsuz alışkanlıklar, tercihlerin farklı olması ve
sorumlulukların aksatılması konularında anlaşmazlıklar yaşandığı ve bu
anlaşmazlıklar karşısında aile bireylerinin uzlaşmacı tepkiler yerine,
saldırgan ve kaçınmacı tepkiler ortaya koydukları görülmüştür. Bu nedenle aile
üyelerinin doğru ve etkili iletişim becerileri geliştirebilmeleri için
psiko-sosyal açıdan desteklenmeleri gerektiği anlaşılmıştır.
The aim of this study is to
comprehend the disagreements arising in a family and reactions to these
disagreements from a subjective perspective of mothers, fathers, and children (5
female and 5 male) who directly experience the problem. The present study, in
which in-depth interviews were conducted with participants who have experienced
family relationships, is a descriptive study based on qualitative research
approach. Within this scope, face-to-face interviews were conducted with a
total of 30 people including 10 married couples and their children. In the
interviews, semi-structured interview forms developed for children and parents
were used. The data obtained from the participants were coded by content
analysis and these codes were classified under the common themes. According to
the study results, members of a family, which is the smallest social unit of
the society, have disagreements over children’s issues, negative habits, have
different preferences and interruption of responsibilities and they provoke
aggressive and avoidant reactions rather than reconciliatory reactions against
these disagreements. Therefore, it is seen that family members need to be
psycho-socially supported so that they can develop accurate and effective
communication skills.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 18 Nisan 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (Electronic Journal of Social Sciences), Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
ESBD Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (Electronic Journal of Social Sciences), Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edilmiştir. Marka No:2011/119849.