As far as no one has the right to argue, “My thief is a good one”, no one has the right to insist on, “The harrasmant/ mobbing style serving my moral values are OK.” either. From commercials in media to film indusrty, TV shows to internet networks the ongoing virtual polution should have to be taken under control. Experts argue that otherwise there will be no chance to overcome to fight against the child abuse seen on screens. On the other hand one migh see Şirin insisting on, without a mental change impact seen within the society itself it would be quite impossible to overcome the child abuse/ both sexually and socially in the media sector. He is adding, children rights can only be protected with a common sense focusing and sharing the same very benefits of children/ children rights as a serious matter. In this manner the civil society has to be in the children rights debate as an actor. In this article the texts being used within the TV commercials targeting at children will be questioned in order to search if the media sector is keen on media ethics issue or not
Children rights commercials media ethics children security consumption culture
Öz:
Kimsenin, “Benim hırsızım iyidir” deme hakkı olmadığı gibi yine hiçbir kurum- toplum- kişinin, “Benim değer yargılarıma hizmet eden istismar- taciz biçimi iyidir” deme hakkının bulunmadığı unutulmamalıdır. Reklamlardan film sektörüne, TV şovlarından sanal paylaşım sitelerine fütursuzca dolaştırılan görüntü kirliliğine, özellikle içinde çocukların kullanıldığı tüm iletisel ögelere karşı, duyarlı tutum takınmanın önemi, ancak bu şekilde anlaşılabilecektir. Şirin, medyadan önce toplumun çocuk algısı değişmesi gerektiğine inananlardan. Toplumda yaşanmayan zihniyet değişikliğini kar amaçlı medya kuruluşlarından beklemenin saflık olacağını hatırlatan Şirin, gerek bireylerin gerekse toplumun bir bütün olarak, medya eleştirisi- medya okuryazarlığı üzerine bilinç- farkındalık geliştirmesi gerektiğini sözlerine ekler. Tüm bunların yanında, eğer bu çabalar, duyarlı sivil toplum kuruluşları- demokratik kitle örgütleriyle bütünleştirilip, toplumsal duyarlılık kanalları uyanık tutulmazsa, çocuk hakları noktasında, medyada kalıcı bir dönüşüm- düzelme görülmesi imkansızdır. Bu makalede, özellikle reklam sektörü üzerinde durularak, çocuklara yönelik reklam metinlerinde medya etiğine ne denli sadık kalınıp/ kalınmadığı hususu tartışılacaktır.
Çocuk hakları reklam medya etiği çocuk güvenliği tüketim kültürü
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | İktisat |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Şubat 2015 |
Gönderilme Tarihi | 4 Şubat 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (Electronic Journal of Social Sciences), Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
ESBD Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (Electronic Journal of Social Sciences), Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edilmiştir. Marka No:2011/119849.