-
Makalenin amacı Örtük Enflasyon Hedeflemesine yönelik olarak 18. Stand-by Antlaşması çerçevesinde 2002 – 2004 yılları arasında uygulanan İstikrar Programının sonuçlarını analiz etmektir. Bu bağlamda söz konusu dönemde ortaya çıkan riskler ve bunların yönetilmesine ilişkin politika önerileri belirlenmeye çalışılacaktır. Programın uygulandığı süreçte enflasyon oranları düşerken, reel faiz oranlarının yeterince azaltılamadığı gözlemlenmektedir. Gerçekleştirilen fiyat istikrarı ortamında, yüksek reel faiz oranları yabancı sermaye girişi ve ters para ikamesi süreçlerini hızlandırmaktadır. Böylece artan döviz arzı TL’nin değerlenmesine yol açmaktadır. Bu durum ticaret dengesi üzerinde baskıları artırarak açığın gittikçe genişlemesine neden olmaktadır. Genişleyen ticaret açıkları büyük sermaye çıkışlarını harekete geçirerek finansal krizler ile sonuçlanabilir. Söz konusu riskin yönetilmesi için Merkez Bankasının para arzını etkileyen birkaç teknik göstergeyi belirlemesi yeterli değildir. Özellikle döviz kurlarına büyük çaplı müdahaleler para arzını artırarak fiyat istikrarı hedefini tehlikeye atabilir. Bunun yerine, faiz oranlarının düşürülmesi için, fon piyasaları üzerinde büyük baskı yaratan kamu açıklarının azaltılmasına çalışılmalıdır. Bu bağlamda, faiz dışı bütçe fazlası politikasının sürdürülmesine ek olarak, özelleştirme uygulamaları gibi, kamu kesimindeki önemli yapısal reformlar hızla hayata geçirilmelidir
Örtük Enflasyon Hedeflemesi Cari Açıklar Yapısal Politikalar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2005 |
Gönderilme Tarihi | 10 Eylül 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 4 Sayı: 14 |
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (Electronic Journal of Social Sciences), Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
ESBD Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (Electronic Journal of Social Sciences), Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edilmiştir. Marka No:2011/119849.