Die Großschreibung der Nomen im Satzinneren ist ein Charakteristikum des Deutschen. Die vorliegende Arbeit untersucht die historischen Quellen und die Entwicklung der Großschreibung im Deutschen. Dabei ist es recht spannend zu beobachten, wie das am Anfang als zierdehalber verwendete Majuskel im weiteren Verlauf der Geschichte allmählich erweitert wird. Schreibgebrauch einerseits (usus scribendi) und Normierungsbemühungen andererseits, führten im Wechselspiel zu dem Stand der heutigen Regelung.
Die Normierungsbemühungen führten dazu, dass im Jahre 1653 Johann Girbert die Großschreibung an eine bestimmte Wortart bindete: Alle Substantive sollen mit einem großen Anfangsbuchstaben geschrieben werden. In den früheren Regeln wurde die Großschreibung der Eigennamen gefordert und es wurde aufgezählt, was man zu den Eigennamen zählen durfte. Obwohl die Substantivgroßschreibung erbitterte Gegner hatte, konnte die Entwicklung nicht mehr aufgehalten werden. Sie führte dazu, dass nun auch noch substantivisch gebrauchte Wörter anderer Wortarten großgeschrieben werden sollten, und führte bis zur amtlichen Regelung von 1902 und weiter bis zur heutigen Regelung.
Die Diskussionen um die Reformierung der deutschen Rechtschreibung haben bis heute kein Ende gefunden. Es würde die Grenzen dieser Arbeit sprengen, wenn nun versucht werden würde diese Diskussion hier und jetzt zu beschreiben. Deshalb wird die Entwicklung bis zur II. Orthographischen Konferenz von 1902 ins Visier genommen.
Schlüsselwörter: Orthographie, Norm, Groß-und Kleinschreibung, Substantive
Sözcüklerin cümle içinde büyük harfle yazılması Alman diline özgü bir uygulamadır. Bu çalışma, Almanca yazımında büyük harf kullanımının tarihsel gelişimini incelemektedir.
Başlangıçta süs icabı kullanılan büyük harflerin, tarihin seyrinde yavaş yavaş özel isimlerden sonra bütün isim olarak kullanılan sözcükleri kapsamasını izlemek oldukça heyecan verici. Bir taraftan genel yazı kullanımı (usus scribendi), diğer taraftan yazımı standartlaştırma çalışmaları, karşılıklı etkileşim sonucu günümüz yazım kurallarının oluşmasına neden olmuştur.
Düzenleme uğraşları, 1653 yılında Johann Girbert'in büyük harf kullanımını belli bir sözcük türüne bağlamasına neden olmuştur: Bütün isimlerin ilk harfi büyük yazılmalıdır. Daha önceki kurallarda özel isimlerin büyük harf ile yazılması talep edilirken, hangi isimlerin özel isim olduğunu belirtmek için özel isimler tek tek sayılırdı. Artık özel isimlerin yanı sıra büyük bir sözcük grubu daha büyük harf kullanılarak belirtilmekteydi. İsimlerin büyük baş harf ile yazılmasına karşı şiddetli muhalifler olmasına karşın bu gelişmenin önüne geçilememiştir. Bu gelişme, diğer sözcük türlerin isime dönüştürülmüş olanlarını dahi büyük baş harf ile yazmaya kadar varmış ve 1902'deki resmi kurallara ve daha sonra bugünkü kurallara kadar uzanmıştır.
Alman yazım kurallarının reformu ile ilgili tartışmalar halen bitmemiştir. Tartışmaların tamamını burada betimlemek bu çalışmanın sınırlarını zorlayacağından, gelişmelerin 1902'de yapılan "II. Orthographische Konferenz"e kadar olan kısmı incelenmektedir.
Anahtar Kelimeler : Yazım, Norm, Büyük-Küçük Harf Yazımı, İsim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2012 |
Gönderilme Tarihi | 10 Eylül 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 11 Sayı: 39 |
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (Electronic Journal of Social Sciences), Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
ESBD Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi (Electronic Journal of Social Sciences), Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil edilmiştir. Marka No:2011/119849.