The
process of medical education is a stressful process because it is difficult and
relevant to human life. In order to cope with this stress, personality traits
are an important baseline. The study is a cross-sectional study to determine
the stress burden and the personality traits that may be important in coping
with the Faculty of Medicine students. 615 students at Marmara University
Facıulty of Medicine(MUFM); A questionnaire was applied to 34 questions
including 4 demographics, 20 likert and 10 ranking. There were determined
significant differences in stress categories according to gender, stresses
related to impulses and desires except for stress related to group activities.
Female students perceived more stress in the other four categories. As academic
stressors increased, emotional balance scores were decreasing, and as the class
grew, academic stressors were perceived more and more, when examined as
multivariate, the relationship between class and gender-adjusted stressors and
personality traits. Stress-enhancing personality factor in interpersonal
relationships is compliance. Personality factors that reduce stress are
extraversion, emotional balance and openness. Stresses related to lessons and
learning decreased with emotional balance, but the class was growing. Being a
man, extrversion and emotional balance were protective for social stressors. In
conclusion, academic stressors are an important source of stress in medical
students. Emotional balance and extraversion personality traits can offer many
advantages in dealing with stress. Developing approaches to these features can
play an important role in stress control.
Tıp
eğitimi süreci, zor ve insan hayatını ilgilendirdiği için stresli bir süreçtir.
Bu stresle baş edebilmek için kişilik özellikleri önemli bir dayanak
olmaktadır. Çalışma Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi (MÜTF) öğrencilerinde
stres yükünü ve bunlarla başa çıkmada önemli olabilecek kişilik özelliklerini
belirlemek için yapılmış kesitsel bir araştırmadır. MÜTF 615 öğrenciye; 4
demografik, 20 likert, 10 sıralama olmak üzere 34 soruluk anket uygulanmıştır.
Cinsiyete göre stres kategorilerinde dürtü ve arzularla ilişkili stresler ve
grup aktiviteleri ile ilgili stresler haricinde anlamlı fark saptandı, kadın
öğrencilerde geriye kalan dört kategoride daha fazla stres algılandı. Sınıf ve
cinsiyete göre düzeltilmiş stresörler ve kişilik özellikleri arasındaki ilişki
çok değişkenli analiz ile incelendiğinde, akademik stresörler ile duygusal
denge puanları arttıkça daha azalırken, sınıf büyüdükçe akademik stresörler
daha fazla algılanmaktaydı. Kişiler arası ilişkilerde stres arttırıcı kişilik
faktörü uyumluluk iken, stresi azaltan kişilik faktörleri dışa dönüklük,
duygusal dengelilik ve açıklıktı. Dersler ve öğrenme ile ilgili stresörler ise
duygusal dengelilik ile azalırken, sınıf büyüdükçe artmaktaydı. Sosyal
stresörlerde ise erkek olmak, dışa dönüklük ve duygusal dengelilik koruyucuydu.
Sonuç olarak Tıp Fakültesi öğrencilerinde akademik stresörler önemli bir stres
kaynağıdır. Duygusal dengelilik ve dışa dönüklük kişilik özellikleri stresle
başa çıkmada çok yönlü avantajlar sunabilmektedir. Bu özelliklere yönelik
geliştirici yaklaşımlar stres kontrolünde önemli rol oynayabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Ekim 2019 |
Gönderilme Tarihi | 7 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 3 |
Uluslararası Hakemli Dergi
Dergimiz Açık Erişim Politikasını benimsemiş olup dergimize gönderilen yayınlar için gerek değerlendirme gerekse yayınlama dahil yazarlardan hiçbir ücret talep edilmemektedir.
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.