İnsanoğlu ilk çağlardan başlayarak doğadaki bitkileri tanımaya çalışmış, bitkileri beslenmemin yanında tedavi amacıyla da kullanmışlardır. Romanya, Macaristan, Çin, Kore, Japonya ve Bulgaristan gibi ülkelerde bitkisel tedaviler, devlet politikası haline getirilmiştir (Baytop, 1999). Tıbbi bitkiler çoğu ilacında hammaddesi olarak kullanılmaktadır. Gelişen teknoloji ve ekonomik sebepler bitkisel tedaviler yerini kimyasal ilaçlara bırakmıştır. Fakat son zamanlarda gerek yan etkilerinden dolayı gerek insan vücuduna kimyasalların alerjen zararlarından dolayı toplum eskiden olduğu gibi tedaviyi bitkisel droglarda aramaya başlamışlardır (Ceylan ve Ark., 1994.; Arabacı ve Ark., 2003).
Dünyada Salviacinsine ait yaklaşık 900 tür bulunmakta olup, bu türlerin çoğu Amerika ve Güney- Batı Asya bölgelerinde yayılış göstermektedir. Türkiye florasında ise 97 Salviatürü bulunmakta ve bunun yaklaşık 57 tanesi endemiktir (Endemizm oranı %52.5). Türkiye’de bulunan; Salviafruticosa, S. cryptantha,ve S. tomentosatürlerinin ticari değeri bulunmaktadır (Davis 1982, Nakipoğlu 1993, Doğan ve Ark. 2008, Seçmen ve Ark. 2000). Bunlar; Türkiye de son yıl verilerine ihracatı yapılan adaçayı bitkisinin yılda 2071 ton üretilmiş ve ekonomiye 7.65 milyon dolar kazandırılmıştır. Başta ABD olmak üzere sırası ile Japonya ve İspanya, adaçayı ihracatı yapılan ülkeler arasında yer almaktadır (Bayraktar ve Ark. 2017).
Bu çalışmada, adaçayı tohumlarında hormon uygulamasının çimlenmeyi teşvik etmek ve fidenin gelişim hızında uygulamanın morfolojik karakterleri üzerine etkisini belirlemeye çalışılmıştır. Çalışma kapsamında adaçayı tohumları IAA, IBA ve NAA hormonlarının 1000, 2000, 3000, 4000 ve 5000 ppm konsantrasyonlarına 5 sn süre ile maruz bırakılarak ekimleri yapılmış, böylece kontrol grubu ile birlikte 16 uygulama gerçekleştirilmiştir. Tohumlar hormon uygulamalarının ardından steril torf ortamına ekilerek 40 gün sonunda fideciklerde çimlenme yüzdesi ile birlikte bazı fidecik karakterleri belirlenerek hormon uygulamalarının çimlenme yüzdesi ve fidecik gelişimine etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda hormon uygulamalarının fidecik karakterlerinin çoğunu olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir. Çimlenme yüzdesi değerlendirildiğinde hem hormon hem de doz seviyeleri arasındaki fark % 1 seviyesinde önemli bulunmuştur. Çimlenme yüzdesi açısından en iyi değer 84,800 ile 1000 ppm uygulamam NAA’de elde edilirken yine yaprak sayısı açısında da aynı uygulamada en yüksek yaprak sayısı (3,860 adet) değeri elde edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ziraat Mühendisliği |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Kabul Tarihi | 12 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 1 |