This analysis has been conducted on 13 tales that were transferred to the written environment before 1928. Some of the works in this content are manuscripts, some of them are printed by a method called lithography, and some of them are printed with printing press letters. Since the first part of the tale is missing, the works whose title cannot seen are not included in analysis.
Titles of the tale often given in descriptive terms and explanatory expressions. The term which is used commonly in the titles is tale. Over and above this, it is found the terms of book, parable, anecdote, epic in the tale titles. The fact that the title of one of the two copies of the Book of Dede Korkut begins with “kitab-ı” and the other begins with “ hikayet-i” clearly shows the influence of the minstrel-style tale tradition that emerged as an extension of this narrative genre.
The obvious difference manuscripts than printed works in the nomenclature which is emphasis by copyists on the fact that they actually lived in the past and that they believe in the spiritual personalities of the heroes of the tales. It is seen that this understanding has moved away in the printed works which are printed with lithography and printing press letters. It is noted that these tales were widely read famous narratives, especially printed works between 1911- 1928.
Minstrel style Folk tales Written environment Cultural heritage
Bu inceleme 1928 yılından önce yazılı ortama aktarılmış olan 13 hikâye üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamdaki eserlerin bir kısmı el yazması eserler, bir kısmı litografi olarak adlandırılan bir yöntemle basılan eserler, bir kısmı ise matbaa harfleriyle basılan eserlerdir. Baş tarafı eksik olduğu için başlığı görülemeyen eserler incelemeye dahil edilmemiştir.
Hikâye adları çoğu kez tanımlayıcı terimler ve açıklayıcı ifadeler içinde verilmiştir. Hikâye başlıklarında en çok kullanılan terim hikâye/hikâyettir. Bundan başka hikâye adlarında kitap, menakıb, kıssa, destan terimlerine de rastlanır. Dede Korkut Kitabının elimizde bulunan iki nüshasından birinin adının “kitab-ı”, diğerinin “hikâyet-i” şeklinde başlaması, bu anlatı türünün uzantısı olarak ortaya çıkan âşık tarzı hikayelerde geleneğin etkisini bariz bir şekilde göstermektedir.
Adlandırmalarda yazma eserlerin basma eserlerden bariz farkı müstensihler tarafından onların geçmiş zamanlarda gerçekten yaşandığı vurgusunun öne çıkarılması, yer yer hikâye kahramanlarının manevi kişiliklerine inanılması biçiminde ortaya çıkar. Taş baskı ve matbaa harfleriyle basılan matbu eserlerde ise bu anlayıştan uzaklaşıldığı görülür. Özellikle 1911-1928 yılları arasına rastlayan matbaa harfleriyle basılı eserlerde bu hikayelerin çok okunan ünlü anlatılar olduğuna dikkat çekilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |