The objective of the study is to qualitatively analyze the cases of yellow union on the basis of Turkish Cinema and by means of discourse analyses and semiotics. Trade unions are defined as democratic, political, and economic as well as massive organizations that were established by man handling oriented labor in the factories in the aftermath of Industrial Revolution and for the purposes of protecting employees’ rights and interests against employers. Unions, in labor markets, are “equilibrium” on account of the fact that they are the sides of collective bargainings, they oppress legislative power, they restrict employers’ authority stemming from capital, and they decide upon strikes and lock outs. So as to defend the interests of employees against capital owners in an entire way, trade unions are to act in an ‘independent’ and ‘impartial’ manner. To put in another way, trade unions are to be independent from state, capital owners, and policy makers directly or indirectly. On condition that these sides mentioned subdue unions and if they do not make independent, impartial, and objective policies and they do not defend their members’ rights, then they will lose their union oriented feature and they convert into yellow unions. Yellow unions advocate for expedience of state, capital owners, and policy makers instead of protecting employees’ rights coming from laws. The main point of the study is to qualitatively analyze the movies in Turkish Cinema that deal with this issue. Therefore, three movies from Turkish Cinema such as Those Awakening in the Dark (1965), Blood Money (1974), and Sunny Marsh (1977) were selected and the ways that the issue of yellow unions covered in these films were put into analyses in a qualitative manner.
Trade Union Unionism Yellow Union Industrial Relations Strike
Çalışmanın amacı, söylem analizi ve göstergebilimsel analiz yöntemlerini kullanarak Türk Sineması’nda sarı sendikacılık konusunu işleyen filmleri betimsel/nitel analize tabi tutmaktır. Sanayi Devrimi’nden sonra çalışanların işveren karşısında haklı çıkar ve menfaatlerinin savunulması amacıyla yine bizatihi fabrikalarda kol gücüne dayalı olarak çalışanlar tarafından kurulan demokratik, politik ve ekonomik kitle örgütlerine sendika denilmektedir. İş piyasası içerisinde sendikalar, toplu pazarlıkların tarafı olması, yasama organına baskı yapması, işverenin sermayeden kaynaklı yetkilerini kısıtlaması, grev ve lokavta karar vermesi gibi nedenlerle bir “denge” unsuru niteliğindedir. Çalışanların menfaatlerinin kapital sahiplerine karşı tam anlamıyla savunulabilmesi için, sendikaların ‘bağımsız’ ve ‘tarafsız’ bir anlayışla hareket etmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla sendikaların, doğrudan ya da dolaylı olarak başta devlet, sermaye sahipleri ve siyaset kurumundan bağımsız olmaları arzu edilmektedir. Şayet sendikalar, bahse konu bu üç kesimin güdümüne girer, bağımsız, tarafsız ve kendi öz çizgisinde politikalar geliştiremez ve üyelerinin menfaatlerini savunamaz ise sendika olma vasfını kaybetmekte ve sarı sendikaya dönüşmektedir. Dolayısıyla sarı sendikalar, çalışanların hak ve hukukunu savunmak yerine; devletin, sermayenin ya da siyasetin menfaatlerini savunmaktadırlar. Çalışmanın esas gayesi, Türk Sineması’nda sarı sendika temasını işleyen filmleri betimsel olarak analize tabii tutmaktır. Bu amaçla Türk Sineması’nda Karanlıkta Uyananlar (1965), Diyet (1974) ve Güneşli Bataklık (1977) filmleri seçilmiş olup bu filmlerde sarı sendikacılık konusunun işlenme biçimi nitel düzlemde analiz edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kültürel çalışmalar (Diğer), Çalışma Ekonomisi, Endüstri Sosyolojisi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Ocak 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 16 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 27 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 21 |