Platon’un Timaios diyaloğunda ifade edilen ‘‘khôra’’ kavramı
ve şölen diyaloğu önemli fikirler sunmaktadır. Platon’un bu kavramı yorumlama
şekli daha çok evren ve evrenin yaratılması hakkında iken, Kristeva ve Irigaray
gibi feministler bu kavramı çağdaş feminist tartışmalar ile yeniden ifade
etmişlerdir. Platon’un khôra kavramı yaratılışın temeli iken, Kristeva’ya göre
khôra kadının öznelliğini ve benliğini yarattığı alan, Irigaray için ise dişil
bir mekandır. Kristeva ve Irigaray, toplum üzerinde hâkim olan patriarkal
ideoloji bağlamında post-yapısalcılık, psikanaliz ile dil ilişkisini ele almaktadırlar.
Dil, eril tahakkümün ezici ağırlığının altındadır. Erilin daima üstün, akıllı,
güçlü, dişilin ise aşağı, zayıf kabul edildiği bir dil anlayışı söz konusudur.
Kadının haklarını savunmak, kadını özgürleştirmek, toplumda var etmek, ‘‘özne’’
olmasını sağlamak için ilk olarak dile karşı koymak elzemdir. Bu söz konusu
feministler, kadın ile erkek arasındaki ayrımcılığı ve hiyerarşiyi kapsayan
dilin hakkaniyetli kullanımı sağlanırsa, içinde bulunduğumuz ataerkil
anlam-değer dünyasını bozguna uğratılabilmenin mümkün olacağını
düşünmektedirler. Bu çalışma ile Platon’un diyaloglarından yola çıkarak
kadınların kendi benliklerini oluşturmalarının sağlanması amacına yönelik
feminist söylemler incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 4 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 2 |
The open access statement