Bu makale Orhan Pamuk'un ödüllü romanı Benim Adım Kırmızı'nın feminist bir okumasını sunuyor. Feminizm edebi eserleri çalışırken sıklıkla kullanılan bir yaklaşımdır. Her zaman kadınların özüne ve dünyadaki yerlerine dair keşfedilecek yeni şeyler ortaya çıkarır. Kadınların tarihi bize, kadınların erkek cinsi yüzünden yüzyıllar boyunca yaşadığı ızdırap ve baskıyı göstermektedir. Eski zamanlardan beri kadınlar hakları için mücadele etmiştir. Dahası birçok önemli kişi kadınların erkek egemen dünyadaki konumlarını değiştirmek için çabalamıştır. Günümüz Türkiye yazarlarından Orhan Pamuk bu kişiler arasında sayılabilir. Postmodern bir yazar olarak, tarihsel romanı Benim Adım Kırmızı'da erkek/kadın ikili karşıtlığını yapıçözüme uğratmaya çalışmıştır. Roman ataerkil toplumda kendi kimliğini tanımlamaya çalışan ve güçlü erkekler arasında kaderini çizmeye çalışan Şeküre isimli bir kadının hikayesini anlatır. Bu karakter yoluyla Pamuk, on altıncı yüzyıl Osmanlı toplumunda olduğu kadar günümüz Türkiyesi'nde de kadınların yaşadığı ızdırap ve baskıları anlatmaktadır. Her ne kadar roman daha çok erkeklere ilişkin 59 bölümden oluşsa da, Pamuk kadın karakterlerinin konuşmasına da izin verir. Bu makale, asıl kadın karakterler olan Şeküre ve Ester'e ilişkin bölümleri inceleyerek Pamuk'un feminist fikirlerini göstermeyi amaçlamaktadır. Bu karakterlerin hikayeleri okurun ilgisini çekecektir. Çalışma, on altınca yüzyıl Osmanlı toplumunda kadınların yaşamları ile ilgili çeşitli bilgileri ortaya koyacak ve bu koşulların kadınların kendilerini ve kadın kimliğini keşfetme mücadeleleri yoluyla nasıl iyileştiğini gösterecektir. Şeküre kendini keşif yolculuğunda uzun bir yol kat etmiş olan güçlü ve cesur bir kadındır. Kadının boyun eğen ve erkeklerden aşağı konumdaki geleneksel imgesine başkaldırmakta ve toplumdaki konumunu tanımlamaktadır. Diğer bir deyişle Şeküre ataerkil toplumda bir konum talep eden ve kendisine ait bir odaya sahip olmak için hikayesini okurlara anlatan zeki bir kadındır.
Feminizm postmodernizm Osmanlı İmparatorluğu Benim Adım Kırmızı Orhan Pamuk
This paper presents a feminist reading of Orhan Pamuk’s prize winner novel, My Name is Red. Feminism is a common approach applied to the study of literary works. It always reveals new things to be discovered about women’s essence and their place in the world. The study of women’s history indicates their ceaseless suffering and oppression caused by male gender throughout the centuries. Since old times, women have always struggled for their rights. Moreover, many great figures have endeavored to bring changes to the position of women in the male-dominated world. The contemporary Turkish writer, Orhan Pamuk, can be considered to be one of these figures. As a postmodern writer he has tried to deconstruct the binary opposition of male/female in his historical novel My Name is Red. It is the story of a woman called Shekure who struggles to define her identity in a patriarchal society and attempts to shape her fate among powerful men. Indeed, through this character, Pamuk is able to depict all the sufferings and oppressions brought to women by the Ottoman society of 16th century and even the present-day Turkey. Although the novel includes 59 chapters mostly related by male characters, Pamuk lets his female characters speak as well. This paper attempts to show the feminist ideas of Pamuk by analyzing the chapters related by the main female characters of the novel, Shekure and Esther. The stories related by these characters are of great interest to the readers. This study further reveals some information about the lives of women in 16th century Ottoman Society of Turkey and how this condition has improved as the result of women’s struggle for self- discovery and female identity exploration. Shekure is the representative of such strong and brave women who have gone a long way through the journey of self-discovery. She revolts against the traditional image of women as submissive and inferior to men and defines her place in her society. In other words, Shekure is an intelligent woman who demands to have a place in her patriarchal society, to tell her story to the readers and to have a room of her own
Feminism postmodernism Ottoman Empire My Name is Red Orhan Pamuk
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 7 Sayı: 1 |