Rus asıllı Amerikalı bir roman yazarı ve felsefeci olan Ayn Rand, rasyonel bencillik ve bireycilik kavramlarını merkeze alan bir düşünceye sahiptir. Bu düşüncenin karmaşık bir organizma olarak insan anlayışındaki karşılığı, yaşamın biricik oluşu ile ifade edilir. Ona göre doğa cansız maddelerin var olması için kolaylıkla sağladığı koşulları canlı varlıklar için aynı kolaylıkla göstermez. Canlı varlıklar, yaşamsal süreklilik için harekete ve eylemselliğe muhtaçtır. Bu eylemsellik insan için ahlaki bir zorunluluk olarak görülür.
Objektif-sübjektif dikotomisini gerçekliği yeterince açıklayıcı bulmayan Rand, esasen objektivizm kavramının içkincilikten farklı olduğunu belirtir. Ona göre gerçek objektivizm, birey ile dış dünya arasında, bilinçli bireyin gerçekliği kavramasına olanak sağlayan bir bağlantıyı varsayar. Bu bağlantı sayesinde ahlakî göreceliği kabul edilemez sayan Rand, her bir tikel ce somut bireyin rasyonel ilkeler sayesinde sabit gerçeklik paydasına sahip olduğuna işaret eder.
Birey bütün eylemlerinde soyut “öteki”ye değil öncelikle kendi benliğine karşı sorumludur. O, birey-toplum ilişkisinde bireyin kendi eyleminden ve üretiminden elde ettiği kazanımları korumak ve büyütmek zorunda olduğunu vurgular. Böylece kendi çıkarlarını ve mutluluğunu aklın mutlak ilkeleri çerçevesinde temin etmek, benliğini mistik, toplumsal hiçbir soyut kişiliğe feda etmemek, Rand düşüncesinde benliğin ve bencil ahlakın temelini oluşturur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 71 |
Felsefe Dünyası Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.