Bu makalede, esas itibariyle Heidegger’in temel eseri olan Varlık ve
Zaman’a dayanarak Heidegger’in dünya analizinin kilit yönlerini inceliyorum.
Bu şekilde, Heidegger’in “dünyada-olmanın” (In-der-Welt-Sein) hermenötik fenomenolojisini
ele alıyorum. Varlık ve Zaman’da sunulan dünya analizini tartışarak
Heidegger’in Husserl’e varıncaya dek modern felsefeyi karakterize eden
bilince dayalılığı aşma girişimini anlamaya çalışıyorum. Dünya mefhumu insanı
içtelik ya da mevcudiyet bakımından değil, dışsallık bakımından, yani varoluş
olarak tasavvur etmemizi gerekli kıldığını göstermeye çalışıyorum.
In this article, I explore key features of Heidegger’s anlaysis of world drawing
mainly on the Being and Time, Heidegger’s magnus opus. I address thereby
Heidegger’s hermeneutical phenomenology of “being-in-the-world” (In-der-
Welt-Sein). By discussing the analysis of world presented in the Being and Time
I try to understand Heidegger’s attempt at overcoming dependence on consciousness
which characterizes the modern philosophy up to Husserl. The phenomenon
of world, I try to show, requires that we conceive of man not in terms of immanence
or presence, but in terms of exteriority, that is, as existence.
Heidegger world being-in-the-world phenomenology consciousness existence.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2014 |
Gönderilme Tarihi | 30 Nisan 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 59 |
Felsefe Dünyası Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.