The transcendental deduction of the pure concepts or functions of the
understanding is the heart of Kant’s Critique of Pure Reason. According to
Kant, a conclusive determination of the boundaries of cognitive powers of
the mind (Gemüth) essentially rests on this kind of special investigation.
What is more, he confidently asserts that transcendental deduction has an
inescapable and indispensable aspect for the constitution of metaphysics
as an exact science. As it is well-known, the first edition of the Critique
published in 1781. Following this publication, in his 1786 dated work
Metaphysical Foundations of Natural Science, Kant mentions some serious
problems about the formulation of deduction. After a while later, at the
second edition of the Critique published in 1787, he completely rewrites
the cornerstone chapter of the text. As a result of this alteration, a major
disagreement arises among commentators of Kant. In this study, focusing
on the “manifoldness” which is a veiled notion of the Critique, we will
try to offer a preparatory discussion for a better understanding of the two
different versions of transcendental deductions.
Intuition (Anschauung) synopsis apprehension synthesis apperception
Anlama yetisi kavramlarının veya fonksiyonlarının transendental
dedüksiyonu Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi adlı eserinin merkezini teşkil eder.
Kant’a göre, canlandırma melekesinin (Gemüth) bilişsel güçlerine dâir
sınırların nihâî olarak belirlenmesi, temelde, özel türdeki bu araştırmaya
dayanır. Dahası o, kendinden son derece emin bir biçimde, transendental
dedüksiyonun, metafiziğin kesin bir bilim olarak kuruluşu için kaçınılmaz
ve dahi vazgeçilmez bir boyut içerdiğini ileri sürer. Bilindiği üzere
Eleştiri’nin ilk edisyonu 1781’de basılmıştır. Bu basımı müteakiben
Kant, 1786 tarihli Doğabiliminin Metafizik Temelleri başlıklı eserinde,
dedüksiyonun formüle edilmesine ilişkin bazı ciddi problemlerden
bahseder. Kısa bir süre sonra da o, Eleştiri’nin 1787 tarihinde basılan
ikinci edisyonunda, metnin mihenk taşı olan bölümü tamamen yeniden
yazar. Böyle bir değişimin neticesinde, Kant yorumcuları arasında büyük
bir tartışma gündeme gelir. Bu yazıda, Eleştiri’nin örtülü bir kavramı olan
“çeşitlilik”e odaklanma yoluyla, transendental dedüksiyonun iki farklı
versiyonunu daha iyi anlamak için hazırlayıcı bir tartışma tesis edilmeye
çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2015 |
Gönderilme Tarihi | 15 Eylül 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 62 |
Felsefe Dünyası Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.