Tarihsel süreç içerisinde insan hem kendisi hem de etrafını saran gerçeklik hakkında her zaman doğayı referans noktası olarak almıştır. Bir referans noktası olarak doğa, bu süreçte insanın ilk varoluşundan günümüze farklı şekillerde algılanmıştır. Buna göre kimi zaman maddi, metafizik kimi zaman da düalist bir gerçeklik olarak görülen doğa içerisinde insan, doğa karşısında kendisini farklı şekillerde konumlandırmıştır. İlk zamanlarda etrafını saran gerçeklik hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan insan, doğaya saygı duymuş ve kendisini bir parçası olarak gördüğü doğa ile uyumlu olmayı bir zorunluluk olarak görmüştür. Doğayı mistik bir gerçeklik olarak görmenin neden olduğu bu bakış açısı, zamanla doğa ve kendisi hakkında bilgisi artan insan ile birlikte değişime uğramıştır. Sürekli artan bilgi birikimini aydınlanma olarak gören insan, doğayı maddi bir gerçekliğe indirgemiştir. Bu da akıl sahibi bir varlık olarak insanın doğayı kendi ideallerini gerçekleştirmek için gerekli bir kaynak olarak görmesine neden olmuştur. Tarihsel süreç içerisinde değişen doğa-insan ilişkisinin antik Yunan ve Roma’daki düşünsel köklerinin ortaya konulmaya çalışıldığı bu çalışmada antik çağ, ele alınan konu özelinde düşünce tarihinin fragmanı olarak değerlendirilmiştir.
In the historical process, man has always taken nature as a reference point both about himself and the reality surrounding him. Nature as a reference point has been perceived in different ways from the first existence of man to the present in this process. Accordingly, in nature, which is sometimes seen as a tangible, metaphysical and sometimes dualistic reality, human beings have positioned themselves in different ways against nature. In the early days, man, who did not have enough knowledge about the fact surrounding him, respected nature and saw it as a necessity to be in harmony with nature, which he saw as a part of himself. This point of view, caused by seeing nature as a mystical reality, has changed over time with the increasing knowledge of nature and itself. Seeing the ever-increasing accumulation of knowledge as enlightenment, man has reduced nature to material reality. This has caused people, as rational beings, to see nature as a necessary resource to realize their ideals. In this study, in which the intellectual roots of the changing the relationship between nature and the human in ancient Greece and Rome are tried to be revealed in the historical process, antiquity is evaluated as a fragment of the history of thought in particular.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 76 |
Felsefe Dünyası Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.