Bu yazı Eda Gecikmez’in (2022) Kuş Görülmez Fakat Sesi Ağaçtadır sergisi ile Deniz Gezgin’in (2017) YerKuşAğı romanının müşterekliklerinin peşinden gidip iki farklı dünyanın hikâyelerini birbirine örerek, Eda Gecikmez’in imajlarının kendi hikâyesinden bağımsız olarak aynı zamanda Deniz Gezgin’in romanın dünyasını da resmetme gücü olduğunu ve her iki eserin de savaşın ve avcılığın diline karşı şekillenen estetik alanlarının benzer bir duygu yapısında ortaklaştıklarını göstermeyi amaçlıyor. Eda Gecikmez, “yolunu şaşıran insan veya hayvanların, kaybolan nesnelerin izi sürülerek uzun bir tarihin yükünü taşıyan son derece karışık bir hikâye”nin çözülüp çözülemeyeceği sorusunun peşine düşerken; Deniz Gezgin “ölülerin bile hayatlarını kaybettiği” insanmerkezci bir dünyada var olabilmenin bir yolu olup olmadığını sorar. Bu yazı bu soruların cevaplarını su seslerinin ve kanat gölgelerinin birbirine karıştığı eserlerin estetik alanlarının sunduğu imkânlar aleminde arıyor.
Eda Gecikmez Deniz Gezgin ihtimam kırılganlık yoldaş türler insandan ibaret olmayan dünyalar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 12 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 5 Sayı: 2 |