Throughout history, space, which has been the focus of many disciplines, is one of the basic structures that provide a correct understanding of interpersonal relations, social and cultural change. Space, which has significant effects on culture, identity, belonging, attachment and harmony, transforms not only the individual’s life but also the social sphere. It shapes the way we perceive the world. The transformative effect of space constitutes an internal part of individual experiences. Spaces affect individuals in social, psychological and cultural dimensions; they shape perceptions and leave permanent traces in the spiritual world. When it comes to a literary work, space can sometimes be the reflection area of sociological change, sometimes a concrete environment that helps to describe the human state of mind, and sometimes an indicator of longing for the past and the fact that the past cannot be brought back. In this study, space and the transformative effect of space will be discussed in the context of novels. Orhan Pamuk, who attaches importance to the subject of space in his novels, will touch on how space changes and transforms the lives of the characters in the work and the public sphere based on his novel Kafamda Bir Tuhaflık. In literary works, space is more than just a background where the story takes place, it also appears as a narrative element with multi-layered meanings. Space sometimes serves as a reflection area of social and sociological changes, making visible the processes of change and transformation experienced by individuals. Sometimes it allows the characters’ states of mind, psychological depths and inner conflicts to be told through a concrete environment. At the same time, it can become a symbol that emphasizes longing for the past, lost values and the fact that the past cannot be brought back.
Tarih boyunca birçok disiplinin odağa aldığı mekân, kişiler arası ilişkilerin, sosyal ve kültürel değişimin doğru anlaşılmasını sağlayan temel yapılardan biridir. Kültür, kimlik, aidiyet, bağlanma, uyum üzerinde önemli etkileri bulunan mekân sadece birey yaşamını değil toplumsal alanı da dönüştürür. Dünyayı algılama biçimini şekillendirir. Mekânın dönüştürücü etkisi, bireysel deneyimlerin içsel bir parçasını teşkil eder. Mekânlar bireyleri sosyal, psikolojik ve kültürel boyutlarda etkiler; algıları şekillendirir ve ruh dünyasında kalıcı izler bırakır. Edebi bir eser söz konusu olduğunda mekân; kimi zaman sosyolojik değişimin yansıma alanı, bazen insanın ruh durumunu anlatmaya yarayan somut bir çevre, kimi zaman da geçmişe duyulan özlemin ve geçmişin bir daha geri getirilemeyeceği gerçeğinin birer göstergesi olabilir. Bu çalışmada mekân ve mekânın dönüştürücü etkisi, roman özelinde ele alınacaktır. Romanlarında mekân konusuna önem veren Orhan Pamuk’un Kafamda Bir Tuhaflık adlı romanından hareketle mekânın eser kişilerinin yaşamlarını ve kamusal alanı nasıl değiştirip dönüştürdüğüne değinilecektir. Zira edebi eserlerde mekân, yalnızca hikâyenin geçtiği bir arka plan olmaktan öte, çok katmanlı anlamlar taşıyan bir anlatı unsuru olarak karşımıza çıkar. Mekân; kimi zaman toplumsal ve sosyolojik değişimlerin yansıma alanı olarak hizmet eder, bireylerin yaşadığı değişim ve dönüşüm süreçlerini görünür kılar. Bazen karakterlerin ruh durumlarını, psikolojik derinliklerini ve iç çatışmalarını somut bir çevre aracılığıyla anlatmaya olanak tanır. Aynı zamanda, geçmişe duyulan özlemi, kaybedilen değerleri ve geçmişin bir daha geri getirilemeyecek olması gerçeğini vurgulayan bir sembol haline gelebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 4 Sayı: 2 |