Film çalışmalarında önemli bir yere sahip olan ses ve müzik, laytmotif ve diegetic/ non-diegetic müzik gibi ilişkili fenomenler, izleyicinin film deneyiminde birçok işleve hizmet eden temel kavramlardır. Ses ve müzik, genel olarak sinema sanatında görüntü ve anlatıyı destekleyici unsurlar olarak ortaya çıkmıştır. Müzik, filmlerde, görsellerle bir bütünlük oluşturmak için kullanılır. Bu işlevlerin yanı sıra film müzikleri, karakterlerin ruh hallerini vurgulamak ve perdede dile getirilmeyen ve gösterilmeyen duyguların ifade edilmesi açısından da önemli bir yere sahiptir. Luchino Visconti, Morte a Venezia (1971) filminde Gustav Mahler’in üçüncü ve beşinci senfonilerinden parçalar kullanmıştır. Mahler’in müziğinin beraberinde getirdiği anlamlar filmin ana karakteri olan Aschenbach’ın haletiruhiyesiyle adeta beraber hareket eder. Buna benzer olarak, Michael Haneke La Pianiste (2001) filminde Schubert’in bestelerini kullanmıştır. Filmin kahramanı olan Erika’nın yaşadığı sıkıntılar, duygusal dalgalanmalar ve karşıtlıklar Schubert’in müziğinde de tecessüm eder ve böylelikle her iki filmde de anlam katmanları müzikle beraber artar. Makalede bu iki filmdeki müzik kullanımını, benzer işlevlere sahip olması açısından incelenmiştir. Ayrıca, psikanalitik teoriden de yararlanılarak, insanın en temel iki dürtüsü olan yaşam ve ölüm içgüdüsünün müziğe ve karakterlere yansıması da irdelenmiş ve film müziğine özgün bir bakış açısı oluşturulması amaçlanmıştır.
film müziği klasik müzik psikanalitik teori Luchino Visconti Michael Haneke
Makaleme sunduğu değerli fikirleri, mentörlüğü ve her anlamda desteği için Yusuf Ziya Gökçek'e teşekkür borçluyum.
Sound and music, a significant issue in film studies, and associated phenomena, such as leitmotiv and diegetic/ non-diegetic music are essential notions as they serve many functions in the film experience of the audience. Sound and music, in general, have emerged as supportive elements for image and narrative in the art of cinema. Music is used in films to form a completeness with the images. In addition to these functions, film music has a significant place in terms of underlining the frames of mind of characters and expressing the emotions that are not spoken and not shown on the screen. Luchino Visconti used movements from Gustav Mahler’s third and fifth symphonies in Morte a Venezia (1971). The meanings brought by Mahler’s music almost move with the mood of Aschenbach, the main character of the film. Similarly, Michael Haneke used Schubert’s compositions in his film La Pianiste (2001). The troubles, emotional fluctuations, and oppositions experienced by Erika, who is the protagonist of the film, are also embodied in Schubert’s music, and thus the layers of meaning in both films increase with the music. In this article, the use of music in these two films is examined in terms of having similar functions. In addition, by referring to psychoanalytic theory, the reflection of the two most basic human instincts, life and death instincts, on music and characters was also examined and it was aimed to create an authentic perspective on film music.
film music classical music psychoanalytic theory Luchino Visconti Michael Haneke
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Film Eleştirisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 14 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 3 Sayı: 2 |
Dergiye makale gönderimi sürekli açıktır.