Nüzûlün hükmün sonrasına kalması teahhuru’n-nüzûl ani’l-hukm , hakkında bir âyet bulunmamakla birlikte müslümanlar tarafından uygulanagelen bir hükmün/ibadetin, teşriinin çok sonralarına tekabül eden bir dönemde Kur’ân âyeti olarak indirilmesini ifade etmektedir. Nüzûlün teahhurundan bahseden ilk müellifin Suyûtî olduğu bilinmektedir. Suyûtî sonrasında da konu, çeşitli ulûmu’l-Kur’ân eserlerinin müstakil başlıklarında ele alınmıştır. Teahhuru’n-nüzûl başlığı altında, bir ibadetin meşruiyetini o ibadetle alakalı âyetin nüzûlü ile irtibatlandırmanın her zaman mümkün olmadığına dikkat çekilmektedir. Nitekim abdest İslâm’ın ilk dönemlerinde namaz ile meşru kılınmasına rağmen abdest âyeti Medine döneminin sonunda indirilmiştir. Cuma namazı da hicretten evvel Medineli müslümanlar tarafından kılınmakla birlikte bu namazı emreden âyet Medine döneminin ilk senelerinde nâzil olmuştur. Yine zekâtın sarf mahalleri Medine döneminin ilk yıllarından beri bilinip uygulandığı halde mesârif-i zekâtı tadat eden âyetin nüzûlü hicri dokuzuncu senededir. İslâm’a mahsus bazı hükümlerin, bunlarla alakalı metlüvv bir vahiy olmadan da uygulanmasına rağmen Kur’ân âyeti olarak inzâl edilmesi, hükmün Kur’ân’da tilavet edilmek suretiyle teyit, takrir ve ibkâsı şeklinde değerlendirilmiştir
Taʾakhkhur al-Nuzūl issue is a ḥukm that is applied by Muslims without relying upon any verse of the Qurʾān is to send down as a verse of the Qurʾān much later. The first person to talk about it is alSuyūṭī. After al-Suyūṭī, this topic was also discussed by other ʿulūm al-Qurʾān authors. The topic states two things: The first is that it may be wrong to associate the date of legitimation of a worship with the date on which the worship verse was sent down. The other is that it may be wrong to take the time of sending down a verse to the time when the worship mentioned in that verse is legitimized. As a matter of fact, wuḍūʾ ablution was ordered with prayer in the first years of Islam. However, the wuḍūʾ verse was sent down at the end of the Madīna period. The verse that ordered the Ṣalāt al-Jumʿah Friday prayer was sent down in the first years of the Madīna period. However, the Ṣalāt al-Jumʿah was prayed by the Muslims of Madīna before the Hijra. Similarly, the classes to which the zakāt would be given were known from the time when zakāt was legitimized. However, the verse in which these classes are mentioned was sent down in the 9th year of Hijrah. Therefore, some ḥukms of Islam were applied by Muslims without a verse being downloaded. The wisdom of the sending down a verse related to the applied ḥukm is that it becomes permanent because it is recited in the Qurʾān
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 23 Sayı: 2 |
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.