İman, inanan süje ile inanılan obje arasındaki duygusal, tarihsel ahlaki
ve bilişsel ilişkiyi de ifade eder. Elbette ki iman, deneysel metotlarla test
edilip doğrulanabilir bir muhtevaya sahip değildir. Ancak o bilgiye dayalı bir
tasdik olarak bilişsel ögeleri barındırmaktadır ve kognitif bir muhtevaya
sahiptir. Her şeyden önce süjenin obje konusundaki bilgisi, objenin süje için
açık hale gelmesi ve obje etrafindaki rasyonel kuşkularm giderilebilmesi
açısından önemlidir. Bu nedenle iman kadar inkar da bilinçsiz, rastgel~ bir
davranış olmayıp, bilinçli ve iradi bir davranış modelidir. İman, insan iÇin
nihai bir ilgi, merkezi bir eylem ve bütün insan kişiliğini etkileyen bir tavır
takımştır.1 Ancak bu imanın yalnızca bir nihai ilgi ve bir merkezi eylem
olduğu anlamına gelmemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 1999 |
Gönderilme Tarihi | 4 Mart 1999 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1999 Cilt: 4 |
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.