Çeviri işlemi günümüzde insanları ve toplumları birbirine yaklaştıran ve
aralarında iletişimin kurulmasını sağlayan bir faaliyettir. Dili ne olursa
olsun, insanoğlunun üstün zekâsının ürünü olan roman, öykü, masal, tiyatro vs
gibi yazınsal metinler çeviri işlemi sayesinde insanoğlunun ortak mirası
olmaktadır. Günlük hayatımızda da çeviri olayıyla sık sık karşılaşmaktayız. Bu
araştırmanın kuramsal bölümünde yazınsal metinlerin bir dilden diğer bir dile,
bir kültürden diğer bir kültüre aktarış biçimi ve bu aktarılışı sırasında
ortaya çıkan sorunlar üzerinde odaklanmıştır.
Çeviri eleştirisi, zaman zaman sözü edilmekle birlikte, yöntemleri ile
ölçütleri tanımlanmamış baştan sona belirsizliklerle dolu bir alandır. Hele
yazın çevirisinin eleştirisi söz konusu olunca, bir belirsizlik iyice artar.
Gündelik basında, dergilerde, çeviri yapıtlarla ilgili tanıtma yazıları ile
incelemeler, bir takım uluorta yargılarla işi geçiştirir hep: ”Rahat okunur”,
“özgün yapıta bağlı”, “yazarın sesini aktaran”, özgününden daha güzel”, “akıcı”
türünden övücü, ya da karşıt nitelikte, yerici yargılardır bunlar (Göktürk
(2016: 89).
Türkçe etimolojik tipolojiye göre Ural-Altay dil grubuna, morfolojik
tipolojiye göre eklemeli diller grubuna girmektedir. Bu gruptaki dillerin
özellikleri, farklı biçimbirimlerin ve sözcüklerin birbirine bağlanarak sözcük
oluşumunun gerçekleştirilmesidir. Çekimli dillerde, değişmeyen bir köke çeşitli
görevleri olan ekler getirilmekte ve söz konusu ekler, ek yerleri belli
olmayacak şekilde kaynaşmaktadırlar. Bunların yanı sıra ünlü uyumunun olması,
kimi eklerin hem çekim sırasında eylemlerde, hem de sözcük türetmede
kullanılması, ses, ses dizimi, sözcük eşliklerin oldukça fazla olması da bu
dilleri, diğerlerinden ayıran özelliklerdir.
Almanca etimolojik tipolojiye göre Hint-Avrupa dil grubundan Germen
Dillerine girmektedir. Bu gruptaki diller morfolojik sınıflamaya göre
çoğunlukla çekimli dil grubunda kabul edilmektedir. Bu dil grubunda ise
eklemeli dillerden farklı olarak, çekim sırasında kökün, özellikle kökteki
ünlünün değişmesi söz konusudur. Böylelikle eylem kökündeki başkalaşmayla
değişik kavramların yansıtılması ve çeşitli ilişkilerin kurulması
sağlanmaktadır (Aksan, (2000: 113).
Bu çalışmada çeviri kuramlarının değişik yaklaşımlarının tanımı yapıldıktan
sonra Çağdaş Alman Edebiyatının önde gelen isimlerinden Thomas Mann’ın Behçet
Necatigil tarafından Türkçeye çevirisinin değişik kesitlerinde seçtiğimiz
örnekleri yazın çevirisi eleştirisi ilkeleri doğrultusunda karşılaştırmalı ve
betimlemeli yöntemle irdelenmesi, bilimsel literatür ışığında tartışılması
araştırmamızın konusunu oluşturmaktadır.
Çeviri Yazınsal çeviri Eşdeğerlik Yazınsal çeviri eleştirisi üstü örtük ifadeler üslup analiz
Translation process is an
irreplaceable activity which brings societies and individuals together and
which helps them have dialogue and communicate with each other. Whatever the
language is, the literary works such as novel, story, tale, theatre, which are
the products of superior intelligence of human, is the common heritage of the
mankind thanks to translation process. We often come across translation process
in our daily life as well. In theoretical part of our study we focus on the
style of transferring literary texts from one language to another, from one
culture to another and the challenges encountered during the transfer.
Translation criticism is
mentioned from time to time, however, it is an uncertain domain which is not
defined in terms of methods or criteria. Above all, when it comes to criticism
of translation of literary texts, this uncertainty raises more. Credits and Criticism on translated literary
works in daily newspapers and journals always circumvent with some rash
judgments some of which are praising like “easy to read”, “based on the
original work of art”, “echoing the voice of the author”, “more beautiful than
the original”, “fluent” or unlikely critical comments. (Göktürk, (2016: 89).
Turkish language belongs to
Ural-Altaic group in terms of etymologic typology and suffixing language group
according to morphologic typology. The property of this group of languages is
that different morphemes and words are affixed to one another and form a new
word. In suffixing languages, affixes with several functions are attached to
the stem without changing it and these affixes unite with the stem in such a
way that the joints are unnoticeable. In addition to this property, there is a
vowel harmony and some affixes are used both to derive verbs and other words
during suffixation.
German language takes place
in Germanic Languages in Indo-European Group according to etymological
typology. This group of languages is often included in inflected languages
according to morphological classification.
The property of the languages in this
group is that the stem, especially the vowel in the stem is subject to change.
In this way, different concepts are reflected and various relations are
established through the change in the verb root (Aksan, (2000: 113).
In this study, the definitions of various approaches to
translation theories are given in the first place. Samples from different
sections of “Death in Venice”
by Thomass Mann, prominent figure of Modern German Literature, translated by
Behçet Necatigil into Turkish, are analyzed by using a comparative and
descriptive method in accordance with the principles of literary translation
criticism and discussed in the light of scientific literature, which is the
subject of our research.
Translation Literary Translation Equivalence Criticism on Literary Translation Inexplicit expressions style analysis
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Dil ve Edebiyat |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2018 |
Gönderilme Tarihi | 24 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |