Felsefe tarihi sadece dünün değil bugünün de tarihidir. İslam
felsefesi terimi ise uluslararası kabul görmüş yaygın bir akademik terim
olmasının yanında, benimsenmiş bir konvansiyonu ifade eder. Her şeyiyle “ümmi
“olan bir kültür havzasının ahalisine ne olmuştur da, iki üç yüz yıl içinde
yazılı geleneğe dayalı kültürel ve kurumsal dinamizmi yakalamış ve felsefe
“bilim” de beşeriyetin öğretmenleri olmuşlardır? Bu sorunun cevabını Rosenthal vermektedir;
“ Kur’an-ı Kerim, el-“ilm” kavramını
İslam medeniyetinin yüreğine kadar yerleştirmiş olan bir kitaptır”. Medeniyet
biriken ve miras bırakılan irfan olduğundan hem ihraç hem de ithal edilebilir.
Bunun da yolu tercüme ve çeviri faaliyetleridir. İslam felsefesi ve düşüncesi,
çok farklı bir modelden evreni kavratmaya çalışırken Yunan felsefesinden keskin
hatlarla ayrılır ve başkalığın felsefe dünyasında özel bir yeri vardır. İslam
felsefesi varlığından bu yana dinamikliğini korumuştur. Tersini savunan kimi
düşünürler olsa da ve görüşlerini meşrulaştırmak amacıyla Gazali’yi tanık
olarak gösterseler de Osmanlı Dönemi çalışmaları bunun tam tersini
yansıtmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Mayıs 2019 |
Gönderilme Tarihi | 28 Şubat 2019 |
Kabul Tarihi | 21 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 27 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.