Any philosopher who does not want to compromise the certainty, objectivity and universality of knowledge, perceives the sceptical arguments which are put forward by Descartes and Hume as threats against the possibility of knowledge. While Descartes’ sceptical argument brings to light the possiblity of an error which accompanies all our claims of knowledge, Hume’s argument, on the other hand reduces all necessity which is thought to exist between cause and effect into a sceptical contingency. Thus both arguments are seen as obstacles which have to be overcomed in order to establish knowledge. However the present work wishes to show these arguments not as obstacles which we have to overcome but as experiments that allow suspicion and knowledge to live together. Moreover we conclude that these arguments will abolish the assumed sharp edged contrariness between doubt and knowledge and instead of expelling doubt out of knowledge they will show respect to suspicion by making it one of the fundamental elements of knowledge.
Bilginin kesinliğinden, nesnelliğinden ve evrenselliğinden ödün vermek istemeyen her filozof, Descartes ve Hume’un ortaya koyduğu şüpheci argümanları, bilginin olanağı için bir tehdit olarak algılamaktadır. Bir yandan Descartes’ın şüpheci argümanı tüm bilgi iddialarımıza eşlik eden hata olasılığını gündeme getirirken, diğer taraftan Hume’un argümanı, neden ve sonuç arasında var olduğu düşünülen tüm zorunluluğu, şüpheli bir olumsallığa indirger. Böylece bu iki argüman bilginin tesisi adına aşılması gereken temel engeller olarak görülür. Ancak mevcut çalışma, bu iki argümanı, aşılması gereken birer engel olarak değil, fakat bilginin şüphe ile birlikte yaşamasına olanak tanıyan birer deneme olarak göstermek ister. Dahası bize göre bu argümanlar; şüphe ile bilgi arasında var olduğu düşünülen keskin karşıtlığı ortadan kaldırır ve şüpheyi bilgiden kovmak yerine, ona hak ettiği saygıyı göstererek şüpheyi bilginin temel bir öğesi haline getirir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 24 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.