Performative philosophy is a new area of research that is being developed within practice in the context of philosophy in relation to performance. None the less, for it to get developed and find a place within new philosophical developments and inclinations, it is necessary to establish its own theoretical ground. Therefore, it becomes also important to find views that can be made use of for this theoretical ground other than forming the concepts, questions and problems peculiar to performative philosophy as a way of doing philosophy. In this line of thought, we will make use of two thinkers’ views: John Austin’s theory of speech acts and François Laruelle’s non-standard philosophy. Starting from Austin’s theory of speech acts, we will ask whether there are philosophical questions that lead us to action. We will evaluate the options that will come along with this discussion. We will also consider Laruelle’s approach according to which he wants to bring democracy to thought by means of nearly mutating philosophy and no longer considering it as the authority of all forms of thought. We will search for Laruelle’s perspective of non-standard philosophy in the context of philosophy’s relation to performance. The context we form by using Austin’s theory will lead us to search for philosopy’s relation to performance within traditional philosophy, whereas Laruelle’s context of non-philosophy will show us a way to establish this relationship by going out traditional philosophy.
Performative Philosophy Performance John Austin François Laruelle Non-philosophy Non-standard philosophy
Yeni bir araştırma alanı olan performatif felsefe, felsefenin performans ile ilişkisinde pratiğin içinde geliştirilen bir alandır. Bununla birlikte bu pratik alanın felsefedeki yeni gelişmeler ve eğilimlerle birlikte yer edinebilmesi için kuramsal zeminini de oluşturmak gerekir. Bu nedenle de bir felsefe yapma biçimi olarak performatif felsefeye özgü kavram, soru ve sorunsalların oluşturulmasının yanı sıra kuramsal zemin için yararlanılabilecek görüşleri bulmak da bir o kadar önemlidir. Bu çalışmada bu doğrultuda iki düşünürün görüşlerinden yararlanılacaktır: Bunlardan birincisi John Austin’in söz edimleri kuramıdır. İkincisi ise François Laruelle’in standart-olmayan felsefesidir. Austin’in söz edimleri kuramından hareket ederek, edime yönelten felsefe sorularının olup olmadığı sorusunu soracak ve bu tartışmada önümüze çıkan birkaç seçeneği değerlendireceğiz. Diğer taraftan, Laruelle’in felsefeyi adeta mutasyona uğratarak onu tüm düşünme biçimlerinin otoritesi yapmaktan çıkarıp düşünceye demokrasi getirme yaklaşımını ele alacağız. Laruelle’in felsefe-olmayan ya da standart-olmayan felsefe yaklaşımını felsefenin performansla ilişkisi bağlamında araştıracağız. Austin’den hareketle yarattığımız bağlam felsefenin performansla ilişkisini geleneksel felsefe içerisinde kalarak araştırmamız, Laruelle’in felsefe-olmayan bağlamı ise bu ilişkiyi geleneksel felsefenin dışına çıkarak oluşturmamız konusunda yol gösterici olacak.
Performatif Felsefe Performans John Austin François Laruelle Felsefe-olmayan Standart-olmayan Felsefe
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 26 Eylül 2020 |
Kabul Tarihi | 8 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 30 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.