Rousseau’s early political work, Discourse on the Origin of Inequality, seeks to conceptualise the transformation of the savage human of the state of nature into the rational human of the state of civilisation. On the whole, his narrative seems to construct a pessimistic narrative of history, demonstrating the inevitable downfall of humanity from a blissfull starting point to a bloodstained, conflict-ridden terminus. In this article, I aim to re-evaluate this negative value of the state of nature in Rousseau. To this end, I emphasise the shift in the role of society as regards freedom in his later political work, On the Social Contract, in which not the egoist savage human but the sociable modern human being is thought to be the ultimate goal. I suggest that, instead of considering the hypothetical period of the state of nature as a bygone era of humanity, it could be re-evaluated as providing us with a telos for the human being of the state of civilisation. The simplicity and compassion of the savage human, who is immune from the destructive sentiment of amour propre, might be seen as equipping the modern human of excessive egoism with a horizon to determine its line of development.
Rousseau savage human freedom state of nature state of civilisation
Rousseau’nun erken dönem siyaset felsefesi eseri olan Eşitsizliğin Kökenine Dair Söylev, doğa durumunda yaşayan vahşi insanın medeniyet durumuna ait rasyonel insana dönüşümünü kavramsallaştırmaya çalışmaktadır. Genel olarak bakıldığında, Rousseau’nun anlatısı insanın mutluluk dolu bir başlangıç noktasından kan ve ihtilaf dolu bir bitiş noktasına doğru kaçınılmaz düşüşünü gösteren kötümser bir tarih anlatısına yaslandığı söylenebilir. Bu çalışma, Rouessau’nun siyaset felsefesinin görünürde bu olumsuz anlamı taşıyan doğa durumu kavramını yeniden yorumlamayı hedeflenmektedir. Bu amaçla, Rousseeau’nun geç dönem eseri olan Toplum Sözleşmesi’nde yer alan toplumun rolünün özgürlük açısından geçirdiği değişime odaklanılıyor. Buna göre, artık egoist vahşi insan değil toplumcu modern insan nihai amaç olarak ele alınmaktadır. Buradan yola çıkarak, doğa durumunu hipotetik bir döneme işaret eden geçip gitmiş bir dönem olarak görmek yerine, medeniyet durumu insanının ulaşması gereken hedef olarak değerlendirebiliriz. Sade yaşamı ve merhameti ile birlikte amour propre’dan muafiyeti göz önüne alındığında, vahşi insan kavramı aşırı egoizm sahibi modern insanın gelişim çizgisini belirleyecek bir ufuk olarak ele alınabilir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 24 Şubat 2021 |
Kabul Tarihi | 26 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 31 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.