Derrida’ya göre felsefe, geleneksel olarak, kendisini edebiyatla bir karşıtlık ilişkisi içerisinde konumlandırmıştır. Bu karşıtlığa göre edebiyat, felsefeye nispetle ikincil bir konumda değerlendirilir. Edebi bir hareket olarak metafor da, bu ikincil konumdan nasibini alır. Böylelikle dışsal bir hareket olarak anlaşılır ve en iyi ihtimalle yardımcı statüsünde kalır. Derrida felsefe ile edebiyat arasındaki bu sınırı doğal değil, kurgusal bir sınır olarak değerlendirme eğilimindedir. Felsefe bu sınırı, bünyesindeki edebi hareketi kendisinden dışlayarak ayrıcalıklı bir konuma yerleşebilmek için çekmektedir. Derrida, metaforun söz konusu sınırı ihlal eden hareketine odaklanarak, felsefenin ayrıcalıklı bir konuma yerleşme girişimindeki aksamayı göstermeye çalışır. Bu aksama felsefi söylemin ancak edebi olanla, metaforik hareketle birlikte açığa çıkabileceğini görünür kılacaktır. Böylelikle Derrida’ya göre metafor, felsefe-edebiyat sınırını ihlal ederek her iki disiplini birbiriyle ilişkiye sokan kurucu bir hareket olarak anlaşılır.
Derrida claimed that philosophy has traditionally positioned itself in an oppositional relationship to literature. According to this opposition, literature is evaluated in a secondary position compared to philosophy. Metaphor, as a literary movement, also retrieves its share from this secondary position. Therefore, it is understood as an external act and remains in the subsidiary status. Derrida tends to demonstrate this spesific boundary between philosophy and literature as fictional, rather than natural. Philosophy sets this limit in order to occupy a privileged position by excluding the literary movement within it. However, Derrida aims to illustrate the disruption in philosophy's attempt to occupy a privileged position, by focusing on the aspect of metaphor that causes transgression of the aforementioned boundary. Thus, according to Derrida, metaphor is understood as a founding movement that transgresses the philosophy-literature boundary and successfully binds both disciplines.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 3 Eylül 2021 |
Kabul Tarihi | 18 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 32 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.