Spinoza is one of the philosophers who had tremendous effects on the German philosophical tradition and especially on German Idealism. Spinoza was subjected to a new reading by German idealists. As a result of these readings a new image of Spinoza emerged. Among them, Schelling's reading of Spinoza undoubtedly has a special importance. Spinoza plays a decisive role in most of Schelling's philosophy, both in terms of identifying and solving problems, and the method and language used. Schelling never gave up on Spinoza’s way until his later philosophy. Although Schelling expressed his sympathy for Spinoza, he does not also hesitate to criticize the main elements of his system. Schelling's way of reading Spinoza offer an alternative to how Spinoza should be understood, it also plays an important role in shaping Schelling's own philosophy. Spinoza's influence on Schelling differs in each period and in each of his works. For example, considering that his basic problem is roughly the principle of philosophy in his early works, it is seen that this problem determines his interaction with Spinoza. Schelling's approach to this problem through Spinoza gradually deepens in his work called “Of the I as the Principle of Philosophy or on the Unconditional in Human Knowledge”. In this context, the mentioned study is worth analyzing in terms of understanding how Spinoza accompanies Schelling's intellectual journey.
SSpinoza, Alman düşünce geleneğine ve özel olarak da Alman İdealizmine muazzam etkileri olan filozofların başında gelmektedir. Kant’ın eleştiri süzgecinden geçirdiği Spinoza, Alman idealistleri tarafından yeni bir okumaya tabi tutulmuş, hatta bu okumalar sayesinde ortaya yeni bir Spinoza imgesi çıkmıştır. Bunlar arasında Schelling’in Spinoza okumasının şüphesiz ayrı bir yeri vardır. Onun pek çok eserine damga vuran Spinoza okumaları bir yandan Spinoza’nın nasıl anlaşılması gerektiğine alternatif sunarken bir yandan da Schelling’in kendi felsefesini şekillendirmesinde önemli bir rol oynar. Schelling’in Spinoza ile bağları her bir döneminde ve her bir eserinde kendine özgü bir biçimde şekillenir. Örneğin erken dönem çalışmalarında onun temel probleminin kabaca felsefenin ilk ilkesini bulmak olduğu dikkate alındığında, Spinoza ile etkileşimini belirleyenin de bu problem olduğu görülür. Söz konusu problem bağlamında Schelling’in düşüncesinde açık bir biçimde görülen Spinoza etkisi “Felsefenin İlk ilkesi Olarak Ben ya da İnsan Bilgisindeki Koşulsuz Üzerine” adlı eserinde giderek derinleşir. Schelling’in sözü edilen eserde Spinoza’nın töze atfettiği pek çok niteliği Ben’in özsel niteliği olarak sunması, bunu yaparken Spinoza’nın içkinlik düşüncesine, özgürlük düşüncesine ve entelektüel sezgiye yüklediği anlama başvurması pek çok noktada ondan ne kadar etkilendiğini gösterir. Ancak dikkatli bir inceleme, Spinoza’dan aldığı tüm bu etkilere rağmen Schelling’in tam anlamıyla bir Spinozacı olmadığını da açığa çıkarır. Bu bağlamda sözü edilen çalışma Spinoza’nın Schelling’in düşünsel yolculuğuna nasıl eşlik ettiğini anlamak açısından analiz edilmeye değerdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Mayıs 2022 |
Gönderilme Tarihi | 23 Ocak 2022 |
Kabul Tarihi | 22 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 33 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.